Etiket arşivi: 2008

TEKİRDAĞ ZAHİRE NAZIRI AHMET PAŞA CAMİİ RÖLÖVE,RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU-2008

TEKİRDAĞ ZAHİRE NAZIRI AHMET PAŞA CAMİİ-2008

1-1 YAPI TARİHÇESİ

Tekirdağ il merkezi, Ertuğrul Mahallesi’nde bulunan bu caminin yapım kitabesi günümüze gelemediğinden, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yazılı kaynaklarda Zahire Nazırı Tekirdağlı Ahmet Ağa tarafından 1830–1831 yıllarında yaptırıldığı bilgisi verilmektedir. Caminin önündeki içerisinde şadırvanın da bulunduğu avlusu 1952 yılında yıktırılmış ve önü açılmıştır.

1-2 YAPININ MİMARİ ÖZELLİKLERİ

1-2-1 YAPI YERLEŞİMİ

Yapı çok geni bir parsel üzerinde yer alır. 3 tarafı yol ile çevrili olan parselin batı ve kuzey  cephesinin bir bölümü komşu parsellere bitişik konumlanır. Avluya kuzey yönünden girilir. Bahçe duvarları özgün değildir. Yakın zamanda ki 1952 yılındaki onarımda olması yüksek ihtimaldir, kagir duvarlar yıkılarak yeniden yapılmıştır. Camii  eğimli bir arazi üzerine oturur. Özellikle güney cephesi kotu ön cephe kotundan aşağıdadır. Parsel içinde kuzeybatı köşesinde müftülük binası vardır. Bu yapının yanında tuvaletler bulunur. Özgün şadırvanı mevcutta kullanılmamaktadır. Şadırvanın ön bölümüne yeni abdestlikler yapılmıştır.Avlu zemini taş kaplamadır.

1-2-2 PLAN ÖZELLİKLERİ

Cami dikdörtgen planlı olup, kesme taştan iki katlı olarak yapılmıştır. Harim ve son cemaat mekanlarından oluşan yapı yakın dönemde onarım geçirmiş ve bazı bölümlerinde betonarme hatıllar ile güçlendirme yapılmıştır.

Kapalı bir son cemaat bölümü vardır. Giriş kapısının önünde ahşap direkli bir saçağı vardır. Ahşap direklerinin üst başlığında ‘c’ ve ‘s’ kıvrımlarından oluşan motif bulunur. Saçağın iç tavan kısmı düzdür v ahşap çıtalı tavan kaplamasına sahiptir. Camii giriş kapısı barok özellikte yapılmıştır. İç içe 2 kademeden oluşan kapı açıklığı basık kemer ile geçilmiştir. Dış cephedeki söve bölümü profillidir. İç bölümdeki kapı üst kemerli ‘c’ ve ‘s’ kıvrımlarından oluşan bir motif ile süslenmiştir.  Ahşap olan kapı tablalıdır.

Son cemaat bölümü dar, uzun dikdörtgen formludur. Giriş kapısı kuzey cephesinin orta aksındadır. Kapının her iki yanında 3’ er tane pencere vardır. Basık kemerli pencere doğramaları ahşaptır. Pencere söveleri de ahşaptır.

Giriş kapısının solunda doğu cephe duvarına bitişik konumlanan ahşap merdiven ile üst kata, kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. Sağ bölümde yakın zamanda yapılan  müezzin odası vardır.

Minare batı cephesine bitişik konumlanmıştır. Girişi de son cemaattendir. Son cemaat giriş kapısı aksında harim giriş kapısı vardır. Harim kapısının sağ ve solunda 1’ er pencere ve 1’ er mihrap vardır.

Son cemaate giriş sahanlığı traverten mermer kaplıdır. Sahanlık ile ahşap döşemeli son cemaat arasında 9 cm.’ lik kot farkı vardır.  Duvarlar sıva üzeri boyadır. Tavanları ahşap çıta tanzimlidir.

Harime girildiğinde sağ ve solda harim zemin kotundan 14 cm. yüksekte

mahfiller vardır. Mahfiller doğu ve batı cephesinde de ‘u’ şekli oluşturarak devam eder.

Harim kuzey duvarı (kadınlar mahfili görülmekte)

Kadınlar mahfili harime doğru alt mahfil kat planı izinde çıkma yapar. Kadınlar mahfili döşemesini altta  ahşap dikmeler taşır. Ahşap dikmelerce taşınan ahşap kirişleri destekleyen ahşap payandalarda yine barok izler gözlenir. ‘c’ ve ‘s’ kıvrımlarından oluşan payandalar camiiye zenginlik katan mimari elemanlardadır.

Camiinin mihrap bölümü dışarıya doğru çıkma yapar. Bu formu ile ‘t’ planlı camiilere örnek teşkil etmektedir.

Harim batı duvarı

Harime zemin kotta kuzeyde 2, doğuda 3 ,güneyde 4, batıda 3 toplamda 12 adet pencere açılır. Pencere formları aynıdır. Basık kemerli olan pencereler ahşap doğramalıdır. Üst pencereler alt pencere aksındadır. Sayı olarak zemin kat ile aynıdır. pencere üst kemerleri de zemin kat pencereleri gibi basık kemer ile geçilmiştir.  Tepe pencereleri de ahşap doğramadır.

Harim giriş kapısının sağındaki mahfilden tek kollu ahşap merdiven ile de kadınlar mahfiline çıkılmaktadır.

Döşeme ahşap kaplamadır. Duvarlar sıva üzeri boyadır. Belli bir yüksekliğe kadar duvarlarda lambri kaplama vardır. Minber ve vaaz kürsüsü ahşaptır. Minberin çıkış bölümündeki korkulukları yakın zaman onarımlarda

Harim güney duvarı

değiştirilmiştir ve özgünlüğünü kaybetmiştir. Tavan ahşap çıta tanzimlidir.

Çatı arasına çalışma sürecinde girilmiştir. Çelik  askı elemanları ile desteklenen ahşap çatı strüktürünün yakın zamanda yenilendiği tespit edilmiştir.

Caminin kuzeybatı köşesindeki minare kare kaideli olup, dışa çıkıntı oluşturacak şekilde içeriye alınmıştır. Çatı hizasına kadar ulaşan kaideden sonra düzgün kesme taştan minare gövdesi çok cepheli ve tek şerefelidir. Minare 1912 depreminde yıkılmış, Cumhuriyetin ilk yıllarında da yenilenmiştir.

Kadınlar mahfili geniş bir alan sahiptir. Son cemaatin üst bölümünden harimin

Harim doğu duvarı

doğu ve batı duvarına kadar uzanır. Bu bölüme son cemaat ve harimden 2 ayrı merdiven ile çıkılır. Döşemesi ahşaptır. Tavanı ahşap çıtalıdır.

Son cemaatin sol bölümünün alt kısmında 41,24 m2’ lik bodrum katı bulunur. Betonarme döşeme ve kiriş sistemi olan bu katın yakın zamanda yapılmış olma ihtimali yüksektir. İçeriden inişi olmayan kata doğu cephesine açılan kapıdan girilir.

Caminin önünde girişe göre sağda olan şadırvan sekizgen planlıdır. Sekiz ahşap sütunun taşıdığı şadırvanın çatısı kiremit örtülüdür. Şadırvanı çepeçevre kuşatan kitabe frizinde şadırvanın Hacı İsa Bey tarafından 1836 yılında yaptırıldığı yazılıdır

1-2-3 CEPHE ÖZELLİKLERİ

Yapı cepheleri sıvalıdır. Alt ve üst kot pencereleri aynı akstadır. Üst atkı

bölümleri basık kemer şeklinde geçilmiştir. Ahşap doğramalarının önünde zemin kotta lokmalı demir parmaklıklar, üst pencerelerde geçme parmaklıklar vardır. Söveleri ahşaptır. Tüm cephelerde saçak alt bölümleri iç bükey şeklinde kıvrım yapmaktadır.

Kuzey cephesi

Kuzey cephesi giriş cephesidir. Cephe orta aksında barok özellikler taşıyan giriş kapısı vardır. kapının üst bölümü dışarıya doğru çıkma yapan ahşap dikmeli saçak ile örtülmüştür. Avlu kotundan basamaklarla çıkılan giriş kapı kotu    ortalama  70 cm. yukardadır. Ahşap giriş çatısını taşıyan dikmelerin alt pabucu

Batı cephesi

kare planlıdır ve dikme gövdesinden daha geniştir ve kare planlıdır. Dikmelerin gövde bölümü yuvarlak planlıdır. Dikmelerin üst bölümü ‘c’ ve ‘s’ kıvrımlı motifler süslemektedir. Çatı örtüsü marsilya tipi kiremittir.

Giriş kapısının sağ ve sol yanında alt ve süt kotta 3’ er pencere vardır. Üst atkı  bölümleri basık kemerlidir.

Batı cephesinde minare dışarıya doğru çıkıntı yapar. Minarenin solunda kalan bölümde kadınlar mahfiline açılan 2 pencere vardır.  Harime bakan bölümde alt ve üst kotta toplam  6 pencere vardır. Diğer cepheler ile aynı özelliktedirler. Yapının güneye batı köşesi pah yapar. Pahın üst bölümü 5 sıralı mukarnas ile

Güney cephesi

saçağa  bağlanmıştır.

Minare kireç taşından örülmüştür. Kürsü bölümü taştır. Pabuç bölümü ise kısmi sıvalıdır. Farisili olan minare gövde ve petek kısmı yine kireç taşından olan

Doğu cephesi

şerefe ile bağlanmıştır. Şeref alt bölümü profilli taş düzeni ile geçilmiştir. Külah bölümü kurşun kaplamadır.

Güney cephesinde mihrabın olduğu bölüm dışarıya doğru çıkma yapar. Aynı zamanda çıkma yapan bölümden de mihrap nişi bir kademe daha öne doğru çıkar. Mihrabın  sağ solunda alt ve üst kotta 1’ er pencere vardır. Çıkma yapmayan geride kalan duvar yüzeylerinde de alt ve üst kotta birer pencere vardır.

Doğu cephesi son cemaat bölümünde dışarıya doğru bir çıkma yaparak güney

duvarı ile birleşir. Çıkma yapan köşe yalancı sütun görüntüsü verilerek vurgulanmıştır. Cepheye toplam alt ve üst kotta  8 pencere açılır. Pencere özellikleri diğer pencerelerle aynıdır. Cephenin kuzey doğu bölümündeki pencerelerin alt kot aksından biraz sola doğru kayan bodrum kata giriş veren kapısı bulunur.

Şadırvan

1-2-4 YAPIDAKİ NİTELİKSİZ EKLENTİLER VE BOZULMALAR

Yapı yakın zamanda (1950’ lerde) onarım geçirmiştir. Yapı plan şemasında değiştirilen bir bölüm olmamasına karşın yapı içinde yapılan raspalarda mihrabın iki yanındaki pencere yüksekliklerini değiştirildiği tespit edilmiştir. Eski fotoğraflarda pencere oranlarının farklılığı bu bölümlerde raspa

Şadırvan

yapılmasına neden olmuştur. Yapılan raspada iki pencere arasında betonarme hatıl olduğu görülmüştür. Yazılı kaynaklarda yapının deprem geçirdiği, hasar gördüğü ile ilgili bir belge yoktur. Aynı şekilde Edirne vakıflar arşivine girilmiş onarım kalemleri bulunmuştur ancak bu duvarla ilgili bir belge elde edilememiştir.

Ahşap karkaslı çatı arasına girilmiş ve çelik makaslarla sistemin desteklendiği görülmüştür. Çatı ahşap sisteminin de yeni olması yakın zamanda değiştirildiğini düşündürmüştür. Elimizdeki eski fotoğraf belgelerinde (bkz. restitüsyon raporu) kadınlar mahfili tavan tanziminin mevcuttan farklı olduğu görülmüştür. Ancak elimizde son cemaat ve harim tavanı ile ilgili bir belge

olmaması bize bu bölümlerdeki tavan planlarının değiştirilip değiştirilmediği husun da kesin bir tespit yaptıramamıştır.

Kadınlar mahfilinde harime doğru çıkma yapan bölümlerdeki ahşap dikme sayılarının eski fotoğraflara göre eksiktir. Ayrıca kadınlar mahfilinden harime doğru yuvarlak planlı çıkma yapan müezzin mahfili şeklinin farklı olduğu eski belgelerden tespit edilmiştir. Eski belgelerde (bkz. restitüsyon raporu) daha oval gelen form mevcut ahşap dikme arasında oturmamaktadır. Buda bize ahşap dikme aralıklarının değiştiğini yani ahşap dikmelerin yakın dönemde yenilendiğini düşündürmüştür.

Şadırvanın ahşap dikmelerinin etrafının kapalı olduğunu yine araştırma sürecinde bulunan fotoğraflardan (bkz. restitüsyon raporu)  tespit etmekteyiz. Mevcutta bu bölümler açıktır.

Avlu içerisine yakın dönemde müftülük ve tuvalet binaları yapılmış, bahçe duvarları yenilenmiştir.

Yapıda taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği gibi statik bir problem yoktur (bkz. taşıyıcı sistemler raporu).

Minare kireç taşlarında zaman ve atmosferik koşullar nedeni ile ciddi malzeme kayıpları ve aşınmalar vardır.

Yapı cephesinde araştırma sürecinde raspa yapılmıştır. Alttan düzensiz moloz taş ve tuğla örgüsü çıkmıştır. Bu nedenle camiinin orijinalinde de sıvalı olduğu tahmin edilmektedir.

Cephelerde klima sistemleri ve kablolar estetiği bozmakta, cephe kirliliğine sebep olmaktadır.

ŞADIRVANDA YAZILI OLAN ARAPÇA AYETLER

ŞADIRVANDA YAZILI OLAN ARAPÇA YAZILARIN AÇIKLAMALARI

DETAY-1 Bu su âb-ı hayatın süt kardeşi midir

Ki şirin kâmi-yi câvide mâlik… hayat

DETAY-2 Gören ağzı su akıtmasını mı resm-i âlâsın

Mücessem ayn-i nur olmuş bu şadırvan bî-hemtâ

DETAY-3  Rızâ-yı Hâlıkı’l-ervâh içun ol zât-ı gayb-i dem

Bu şadırvan nola etti eski camiyi ihya

DETAY-4 Akıttı su gibi cûy-i sehâsın lûle-i dilden

Muvaffak oldu bu ecr-i cezîle ol kerem-pîrâ

DETAY-5  Cenâb-ı Hacı İsa Bey Efendi lütf-i vücudunda

Bu şadırvan dilcûy-i mücedded eyledi inşa

DETAY-6  Bu şadırvanı mükemmel yaptı pek rânâ

Bu şadırvanı etti şükr ile İsa nefs-i ihya

DETAY-7  Ederken … sahında su-be-su lütfu

Der tarih buldu tam ve Güher-i müdün eyledi imla

DETAY-8  Etti şadırvan dünyada bütün âlem

Bu sahib-i hayratı dâim menbaa-i ecr eylesin Mevlâ

CAMİİ GİRİŞ KAPI ÜSTÜNDEKİ ARAPÇA YAZI AÇIKLAMASI

Bismillâhirrahmânirrahim

Sene 1302

MİNBER ÜZERİNDEKİ ARAPÇA YAZI AÇIKLAMASI

Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-resûlullah

Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-resûlullah

2-RESTİTÜSYON  RAPORU

Yapı 1830-1831 yıllarında inşaa edilmiş, 19. yüzyıl camicilerimizdendir.  Araştırma sürecinde yapı ile ilgili İstanbul Vakıflar Arşivinde  bulunana eski fotoğraf belgelerinden ve yapıdaki izlerden yararlanılmıştır. Araştırma süreci içinde  yapı ile ilgili yazılı yeterli belgeye ulaşılmamıştır.

Yapı ile ilgili önerilen restitüsyon kararları şunlardır;

Mihrap bölümü (tarihi bilinmemektedir. Belge-1)
  • Belge-1 de de görüldüğü gibi mihrap bölümü yanında  sütunçeler vardır. Ancak fotoğrafta bu bölümler net olarak görülmemektedir. Yazılı metinlerde mevcutta yarım daire planlı olan mihrap nişi ile ilgili ,

‘Mihrap nişi altı köşeli ve istiridye şeklinde kavsaralıdır. İki yanından, çok ince ikiz sütuncelerle konturlanmıştır. İkiz sütuncelerden itibaren başlayan, alçı kabartma ile yapılmış alınlığı, Avrupai tesirli kıvrık dal ve çiçek motiflerini ihtiva eder. Derinliği fazla olmayan mih­rap duvarı çıkıntısı, içerden âdeta bir tiyatro sahnesi görünüşündedir.’ Bilgisi verilmektedir. Ancak görsel olarak elimizde belge olmadığından yazılı belgelere dayanarak bir mihrap önerisinde bulunulmasından kaçınılmış ve projede sadece plan düzleminde yarım daire plan formu altıgen olarak çizilmiştir. Mihrap çevresindeki bölümler noktalama olarak iz şeklinde gösterilmiştir. Uygulama sırasında bu bölümlerde raspa yapılması önerilir. Ancak yapılan raspada tespit çıkmaz ise mevcut durumu ile mihrabın bırakılması önerilir.

  • Yine belge-1’ de mihrap nişinin yanındaki pencere yükseklikleri ile mevcut pencere yüksekliklerinin uymadığı görülür. Mevcut pencere yükseklikleri daha kısadır. Araştırma sürecinde bu bölümde raspa yapılmış ve betonarme hatıl ile karşılaşılmıştır. Takın dönemde bu bölümün bir kısmının veya tamamının değiştirildiği anlaşılmıştır. Restitüsyon da  belge-1 dikkate alınarak pencere oranları değiştirilmiştir.
  • Belge-1 de ve yazılı metinlerde mihrap bölümündeki çıkıntıyı harime bağlayan duvarların köşeleri de yuvarlatılmış olduğu tespit edilir. Bu bölümlerin üst köşelerdeki, “S” kıvrımlı kemer parçası şeklinde görü­nen konsollarla harim tavanı ile ayrıldığı görülür. Bu bölümler elimizdeki belgeye göre restitüe edilmiştir.
Harim bölümünde doğu cephesine bakan mahfil katı (fotoğrafın tarihi bilinmemektedir) belge-2
  • Mevcutta belge –2’ de görülen üst katta da devam eden orta dikme yoktur. Rölöve raporunda da değinildiği gibi yakın zamanda yapılan camii onarımında mahfil katı, çatı sistemi yenilenmiştir. Restitüsyon da belge-2 dikkate alınarak orta aksta yer alan dikme çizime aktarılmıştır. Dikmeler arasındaki kiriş formlarıda yine belge-2’ ye göre düzeltilmiştir.
  • Belge-2 de pencere ahşap doğrama çıta bölümlerinin hepsinin farklı olduğu görülür. 19. yüzyıl camiileri kayıt sistemleri ve  Ali Talat’ ın kitabı  incelenmiştir. Bu örnekler

dikkate alınarak belge-2’ de görülen pencere sistemlerinden zemin katta, soldaki pencere kayıt sistemi önerilmiştir. Üst pencereler ise yine fotoğraf uygun olarak önerilmiştir.

Doğu yönündeki mahfilden detay fotoğrafı (tarihi bilinmemektedir).
Harim kuzey mahfili (fotoğrafın tarihi bilinmemektedir) Belge-3
  • Belge-3’ de harim giriş kapısı aksında kadınlar mahfilinden dışarıya doğru çıkma yapan oval planlı müezzin mahfili görülür. Bu bölüm mevcutta da vardır. Ancak hem dar hem de yuvarlak planlıdır. Mevcut dikme aralarının da bu fotoğrafı dikkatli incelersek değiştiği görülür. Restitüsyon da dikme araları ve müezzin mahfili plan ve görünüşü belge-3’ e göre yapılmıştır.
  • Yine belge –3’ de yan mahfillerde iki yan dikme arasındaki orta dikmenin yanlarındaki payanda ebatlarının diğerlerine göre daha küçük olduğu görülür. Ancak mevcutta tüm payandalar aynı ebatlardadır. Belge-3 dikkate alınarak payanda oranları çizilmiştir.
  • Mevcutta balkon gibi çıkma yapan müezzin mahfili yanında 3 adet dikme vardır. Belge-3 de ise 2 dikme görülür.  Bu bölümler belge-3’ e göre restitüe edilmiştir.
  • Belge-3’ de kadınlar mahfili çıtalı tavan planının mevcuttan farklı olduğu görülür. Mevcutta yine dikdörtgen planlı çubuklarla oluşturulan bir tavan planı vardır ancak belge-3’ deki gibi çubuklar doğu-batı aksında değil ter yönde düzenlenmiştir. Bu belge dikkate alınarak bu bölümün tavan planı restitüe edilmiştir. Diğer mekanların tavan planları ile ilgili belge olmadığından mevcut durumları ile korunmuşlardır.
  • Kadınlar mahfiline 2 merdivenle çıkılmaktadır. Son cemaat ve harimdeki merdivenler ahşap limon kirişli sistemde yapılmıştır. Kapalı son cemaati olması nedeni ile kadınlar mahfiline son cemaaten çıkılması dönem camiilerinde de görülen bir yapıdır. Ancak harimdeki merdivende strüktür ve mimari özellik açısından özgün görünümdedir. Elimizde kesin belgeler olmadığından iki merdiveninde korunması önerilmiştir.
  • Cepheler sıvalı önerilmiştir. Bazı yazılı kaynaklarda kesme taş duvar örgüsünün olduğu yakın dönemde sıvandığı bilgisi vardır. Ancak çalışma sürecinde cephe duvarlarında raspa yapılmış, ve moloz taş, tuğla örgülü düzgün olmayan bir duvar ile karşılaşılmıştır. Elimizdeki eski belgeler de de sıvalı olan cepheler raspadan da çıkan duvar örgüsü dikkate alınarak sıvalı olarak önerilmiştir.
  • Minare gövdesinin 1912 yılındaki depremde yıkılmış, cumhuriyet döneminde onarılmıştır. Restitüsyon da minare mevcut durumu ile korunmuştur. Tekirdağ Orta Camii minare formu incelenmiş, şerefe altının Eski camideki gibi profilli geçtiği, külahının kurşun kaplama olduğu görülmüştür. Minare ile ilgili kesin belgeler olmadığından ve dönemi açısından diğer camilerle tezat oluşturmadığından mevcut durumu ile önerilmesinde sakınca görülmemiştir (bkz. belge-6).
  • Camii zemini pişmiş toprak önerilmiştir.
  • Petekler ve duvardaki lambriler kaldırılmıştır.
  • Bodrum kat döşemesinin ve döşeme taşıyıcı sisteminin betonarme olması bu bölümün yakın zamanda yapıldığını göstermektedir. Bu nedenle restitüsyon da bodrum kat kaldırılmıştır.
Şadırvan (fotoğraf tarihi bilinmemektedir).Belge-4
  • Mevcutta şadırvan etrafını kapatan ahşap duvarlar yoktur.  Restitüsyon belge-4 doğrultusunda hazırlanmıştır.
  • Şadırvanın mermer su haznesi özgündür. Mevcut durumu ile korunmuştur.
  • Çatı ahşap karkaslı önerilmiş, alaturka kiremit ile örtülmüştür. Giriş saçağı alt tavanı ile ilgili yazılı kaynaklarda orta göbekte barok kalem

işi olduğu yazmaktadır. Bu belge dikkate alınarak tavan sıvalı olarak önerilmiş ancak; tavan süslemesi ile ilgili belge olmadığından çizilmemiş, restitüe edilememiştir.

Şadırvan (fotoğraf tarihi bilinmemektedir).Belge-5
Minare (fotoğraf tarihi bilinmemektedir).Belge-6
Güney cephesi (tarih bilinmemektedir)Belge-7
  • Belge-7’ de görüldüğü gibi dışarıya çıkma yapan mihrap nişinin köşeleri yuvarlak döner. Mevcutta dik olan köşeler bu belge dikkate alınarak restitüe edilmiştir.
güney cephesi (Tarihi bilinmemektedir)
Camii kuzey cephesi (tarihi bilinmemektedir)
Vakıflar arşivinde bulunan kuzey cephe çizimi
Vakıflar arşivinde bulunan plan çizimi

1971 yılında hazırlanan çizimde minare girişinin ve harimdeki merdivenin formunun farklı olduğu görülür. Mevcutta minare kapısın olduğu bölümde kapatılan kapı izine rastlanmamıştır. Bu nedenle bu belge dikkate alınmamıştır.

Tekirdağ –1928
Tekirdağ Orta Camii- 1930
Eski Camii-1928
1912 yılında Tekirdağ

19.YÜZYIL DOĞRAMA ŞEKİLLERİ VE DETAYLARI

Yapının pencere kayıt sistemi ve düzeni açıklandığı gibi eski fotoğraflardaki pencere sistemi dikkate alınarak hazırlanmıştır. Araştırma süreci içinde 19. yüzyıl camilerinde kullanılan pencere kayıt sistemleri incelenmiştir.  İncelemelerde demir lama profilinden yapılan pencere sistemleri ile ahşap malzemeden yapılan doğramalar tespit edilmiştir. Nusretiye Camii, Dolmabahçe Camii, Teşvikiye Camii, Hırka-i Şerif Camii, Ortaköy Camii, Pertevniyel Valide Camii pencere kayıt sistemleri incelenmiştir.

Dolmabahçe Camii pencereleri ahşaptır. Alt ve üst açılır kanatlı pencere sistemi vardır. Beşik kemer altında sabit doğrama kaydı da bulunur (çelik,157).
Nusretiye camii ahşap pencere sistemi açılır kanatlı, ahşap çıtalıdır (çelik, 214)
Teşvikiye Camii (çelik,284)

Teşvikiye camii pencere sistemi Nusretiye Camii ve Dolmabahçe Camii pencere sisteminin ikisinide barındırır. Harime bakan pencereler alt ve üst kotta iki açılır kanatlı doğrama iken, mahfile bakan pencereler yüksekliklerinin harim pencerelerine göre daha az olması nedeni ile bir açılır pencere ile geçilmiştir. Bu bölümde kullanılan kanatlar çıtalar ile 3 bölüme ayrılmıştır.

Hırka-i Şerif Camii, pencere sistemi ahşap kayıtlı, açılır kanatlıdır.
Ali Paşa Camii pencere sistemleri kayıtlı olup demir doğramadır.

Araştırmalar sonucunda 19. yüzyıl doğramalarının pencere yüksekliklerine göre 1,2 veya 3 parçalı olarak yapıldığı görülmüştür. Harime bakan yüksek pencerelerde genelde alt ve üst bölümde ayrı ayrı açılır iki kanatlı doğramalar yapılmıştır. Kanatlar kendi içinde çıtalar ile bölümlendirilmiştir.  Pencere yüksekliğinin az olduğu bölümlerde açılır kanatlı tek pencere yapılmıştır. Pencere kasa ve kanat detaylarında camilerde kullanılan profiller dışında detaylar benzerdir. Bu aşamada 1927 yılında yayınlanmış Ali Tal’at tarafından hazırlanan ‘Sanayi!-i İnşaiye ve Mimariyeden Doğramacılık, Marangoz ve Silicilik’ adlı kaynaktan yararlanılmıştır. Yapının doğrama profil detayları ile ilgili kesin bir belge olmadığından sistem olarak araştırılan kaynaklardan yararlanılmış ancak; profiller özellikle basit, sade bir formda çizilmiştir(bkz.restitüsyon projesi kesit ve cepheleri).

(Talat,145)
(Talat,145)
(Talat,145)

3-RESTORASYON  RAPORU

Yapı 19. yüzyıl camilerimizden günümüze ulaşabilen örneklerdendir. Diğer camiler de olduğu gibi yakın dönemde yapılan restorasyonlardan nasibini almış bir yapıdır.  1952 ve 1970’ lerde yapıda onarımların olduğunu bilmekteyiz. Bu onarımlarda yapı çatı sistemi, mahfil döşemesi, dikme aralıkları değiştirilmiş, bazı bölümlerde betonarme hatıllar atılmıştır. Elimizde yapı ile ilgili  çizimler ve eski fotoğraf belgeleri vardır. Ancak çizimlerde ölçü yoktur ve fotoğraflarda da mimari elemanlardaki değişiklikler tespit edilse de örneğin değişen dikme aralıkları hep tahminler sonucunda bulunmuş ve restiüe edilmiştir.  Restorasyon projesi bu nedenle 2 öneri olarak verilmiştir. 1.öneride camii mevcut durumu ile önerilirken 2. öneride restitüsyona uygun yapılmıştır.

1. öneri restorasyonun da alınan kararlar şunlardır;

BODRUM KAT MAHALİNDE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Uygulama sırasında mevcut şap üzerine karo mozaik döşeme yapılması önerilir.
  • Uygulama sırasında çimento harçlı sıvalarda onarım yapılması ve boyanması önerilir.
  • Tavanda sıva tamiri yapılıp boyanması önerilmiştir.
  • Mekana giriş veren mevcut demir kapının sökülmesi yerine  ahşap kapı yapılması önerilir. Kullanılacak ahşabın emprenye dilmiş, fırınlanmış olması önerilir. Üzerine su bazlı vernik uygulanmalıdır. Kapı kolu piriç olarak önerilmiştir.

ZEMİN KAT SAHIN BÖLÜMÜNE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Ahşap döşemeler uygulama sırasında kaldırılarak özgün döşeme araştırması yapılması önerilir. Araştırma sürecinde özgün döşeme tespiti yapılamıyorsa restorasyon da önerilen pişmiş toprak döşeme yapılması önerilir. Bunun için ahşap döşemenin kaldırılmasından sonra alttaki döşeme durumuna ve projedeki zemin kotuna göre 6 cm. daha zemin üstüne alınmalı, tesviye betonu 3 cm. atıldıktan sonra ısı ve su yalıtımı (0.5 cm.) döşenmeli daha sonra şap (2.5 cm.) atılıp yapıştırılmalıdır. Döşemenin üzerinde elektrikli seccade kullanılması önerilir.
  • Duvarlarda raspa yapılması önerilir. Raspa sonucunda çıkan belgelere

           göre projenin revizyonu gerekiyorsa tadilat projesi verilmelidir. Duvarlar

           malzeme raporunda belirtilen oranlarda hazırlanan harç ile sıvanması

          önerilir.Tüm ahşap lambriler sökülecektir.

  • Yapıda taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği gibi ciddi bir statik sorun yoktur. Çelik makaslarla ahşap sistem karma olan çatının uygulama sırasında açılarak incelenmesi ve takvilerle onarımı mümkün olmadığı takdirde tamamen ahşap makaslı sistem ile yenilenmesi önerilir. Çatı örtüsü alaturka kiremit olarak önerilmiştir. Altına muhakkak yalıtım yapılmalıdır (bkz. taşıyıcı sistem raporu).
  • Sahın tavanında sehim vardır. Bu bölüm tavanının restorasyon projesine uygun olarak yenilenmesi önerilir. Kullanılacak ahşap malzemenin 

emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.

  • Minare kürsüsündeki taş derzlerin onarılması önerilir.
  • Ahşap doğramalar restitüsyon projesine uygun olarak önerilmiş, detayları restorasyon projesinde verilmiştir.Sökülüp ahşap olarak yapılacak doğramalarda kullanılacak ahşap malzemenin  emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.
  • Mahfil dikmelerinin, merdivenlerin ve korkulukların,müezzin mahfili ve minberin yağlı boyalarının raspa edilmesi ve üzerlerine emprenye sürülmesi önerilir. Daha sonra su bazlı vernik uygulaması önerilmektedir.
  • Mihrap yönünde eski fotoğraf belgelerine göre olduğu görülen ancak mevcutta olmayan ahşap payandaların restorasyon projesinde verilen detaya uygun olarak yapılması önerilir (bkz. restorasyon projesi paftaları). Kullanılacak ahşap malzemenin  emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.

ZEMİN KAT SON CEMAAT BÖLÜMÜNDE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Ahşap döşemeler uygulama sırasında kaldırılarak özgün döşeme araştırması yapılması önerilir. Araştırma sürecinde özgün döşeme tespiti yapılamıyorsa restorasyon da önerilen pişmiş toprak döşeme yapılması önerilir. Bunun için ahşap döşemenin kaldırılmasından sonra alttaki döşeme durumuna ve projedeki zemin kotuna göre 6 cm. daha zemin üstüne alınmalı, tesviye betonu 3 cm. atıldıktan sonra ısı ve su yalıtımı (0.5 cm.) döşenmeli daha sonra şap (2.5 cm.) atılıp yapıştırılmalıdır. Döşemenin üzerinde elektrikli seccade kullanılması önerilir.
  • Duvarlarda raspa yapılması önerilir. Raspa sonucunda çıkan belgelere

           göre projenin revizyonu gerekiyorsa tadilat projesi verilmelidir. Duvarlar

          malzeme raporunda belirtilen oranlarda hazırlanan harç ile sıvanması

          önerilir.Tüm ahşap lambriler sökülecektir.

  • Ahşap doğramalar restitüsyon projesine uygun olarak önerilmiş, detayları restorasyon projesinde verilmiştir.Sökülüp ahşap olarak yapılacak doğramalarda kullanılacak ahşap malzemenin  emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Giriş kapısı özgündür. Korunması önerilir. Yağlı boya raspası yapılması önerilen kapıya emprenye sürülmesi ve üstünün su bazlı vernik ile boyanması önerilmiştir.Kapı kolunun pirinç olarak yenilenmesi önerilmiştir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.
  • Mahfil dikmelerinin, merdivenlerin ve korkulukların yağlı boyalarının raspa edilmesi ve üzerlerine emprenye sürülmesi önerilir. Daha sonra su bazlı vernik uygulaması önerilmektedir.
  • Tavan çıtalarının yağlı boyalarının raspa edilmesi, üzerine emprenye sürülmesi önerilir. Bundan sonra su bazlı vernik uygulanması önerilmiştir. Çürüyen bölümleri alınmalı ve projedeki detayına uygun olarak yenilenmelidir. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.

BİRİNCİ KAT KADINLAR MAHFİLİ MEKANINDA ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Ahşap döşemeler uygulama sırasında kaldırılarak özgün döşeme araştırması yapılması önerilir. Araştırma sürecinde özgün döşeme tespiti

yapılamıyorsa restorasyon da önerilen pişmiş toprak döşeme yapılması önerilir. Bunun için ahşap döşemenin kaldırılmasından sonra alttaki döşeme durumuna ve projedeki zemin kotuna göre 6 cm. daha zemin üstüne alınmalı, tesviye betonu 3 cm. atıldıktan sonra ısı ve su yalıtımı (0.5 cm.) döşenmeli daha sonra şap (2.5 cm.) atılıp yapıştırılmalıdır. Döşemenin üzerinde elektrikli seccade kullanılması önerilir.

  • Duvarlarda raspa yapılması önerilir. Raspa sonucunda çıkan belgelere

          göre projenin revizyonu gerekiyorsa tadilat projesi verilmelidir. Duvarlar

           malzeme raporunda belirtilen oranlarda hazırlanan harç ile sıvanması

          önerilir.Tüm ahşap lambriler sökülecektir.

  • Mahfil tavanı özgün değildir. Restorasyon projesinde verilen detaylara uygun olarak yenilenmesi önerilir. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Ahşap doğramalar restitüsyon projesine uygun olarak önerilmiş, detayları restorasyon projesinde verilmiştir. Sökülüp ahşap olarak yapılacak doğramalarda kullanılacak ahşap malzemenin  emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Mahfil dikmelerinin, merdivenlerin ve korkulukların yağlı boyalarının raspa edilmesi ve üzerlerine emprenye sürülmesi önerilir. Daha sonra su bazlı vernik uygulaması önerilmektedir.
  • Minare kürsüsündeki taş derzlerin onarılması önerilir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.

MİNAREDE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Bozulan malzeme kaybı olan, çürüyen taşların çürütme yöntemi ile yerinden alınması ve özgün taş (bkz. Malzeme raporu) özelliğindeki taş ile tamamlanması önerilir. Boşalan derzlerin özgün derz özelliğine sahip harç ile onarılması önerilir. Kararma olan yüzeylerde mekanik yöntem ile temizleme önerilir.
  • Minarede tespit edilen çimento sıvalar sökülmelidir. Özgün malzemesine uygun olarak bu bölümler yenilenmelidir.
  • Külahtaki kurşunların yenilenmesi önerilmiştir.

ÇATI DA ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Yapıda taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği gibi ciddi bir statik sorun yoktur. Çelik makaslarla ahşap sistem karma olan çatının uygulama

sırasında açılarak incelenmesi ve takviyelerle onarımı mümkün olmadığı takdirde tamamen ahşap makaslı sistem ile yenilenmesi önerilir. Çatı örtüsü alaturka kiremit olarak önerilmiştir. Altına muhakkak yalıtım yapılmalıdır (bkz. taşıyıcı sistem raporu).

  • Yağmur iniş boruları ve oluklar çinko olarak önerilmiştir.

CEPHELERDE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Dış cephelerde de raspa yapılması önerilir. Raspadan sonra derz boşalmaları, malzeme kayıpları onarımı yapıldıktan sonra malzeme raporunda belirtilen oranlarda hazırlanan harç ile sıvanması ve üzerinin su bazlı boya ile boyanması önerilir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.
  • Giriş cephesinde giriş saçağını taşıyan ahşap dikmelerin yağlı boyalarının raspa edilmesi önerilir. Yağlı boya raspası yapılmasından sonra emprenye sürülmesi ve üstünün su bazlı vernik uygulaması önerilmiştir.
  • Giriş kapısı özgündür. Korunması önerilir. Yağlı boya raspası yapılması önerilen kapıya emprenye sürülmesi ve üstünün su bazlı vernik ile boyanması önerilmiştir. Kapı kolunun pirinç olarak yenilenmesi önerilmiştir.
  • Ahşap doğramalar restitüsyon projesine uygun olarak önerilmiş, detayları restorasyon projesinde verilmiştir. Sökülüp ahşap olarak yapılacak doğramalarda kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Güney batı köşesinde bulunan tuğladan yapılmış bölüm özgün değildir. Elimizdeki eski fotoğraflara göre projelendirilen bölümün restorasyon projesine uygun olarak yapılması önerilmiştir (bkz. restorasyon projesi )

BAHÇE DÜZENİ, BAHÇE DUVARI, TUVALET, MÜFTÜLÜK BİNASI VE ŞADIRVAN İLE İLGİLİ ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Bahçe duvarlarında sıvası raspa yapılması önerilir. Derz bozulmaları ve malzeme kayıpları onarıldıktan sonra alttan çıkan moloz taş örgünün düzenine göre sıvanıp sıvanmamasına karar verilmelidir.
  • Bahçe duvar harpuştaları mevcutta betonarmedir. Bunun sökülerek taş harpuşta yapılması önerilir.
  • Avluda özgün kot araştırması yapılması önerilir. Kot veya malzeme tespiti yapılamaz ise restorasyon projesi doğrultusunda taş kaplama döşeme yapılması önerilmiştir.
  • Avlu içinde yakın dönemde yapılan abdestlikler ile kuyunun kapatılması önerilir.

MÜFTÜLÜK BİNASINDA ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Müftülük binasında yakın dönemde eklenen arşiv ve kazan dairesi olan batı bölümündeki eklentilerin kaldırılarak korunması önerilmiştir.
  • Müftülük binasında pvc olan doğramaların yerine ahşap doğramlar önerilmiştir. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Pvc yer döşemelerin sökülerek ahşap kaplama yapılması önerilmiştir.
  • Çatı kiremitlerinin alaturka kiremit olarak yenilenmesi ve alt bölümüne su yalıtımı yapılması önerilmiştir. Yağmur iniş boru ve oluklarının çinko olarak yenilenmesi önerilir.
  • İç ve dış duvar boyalarının yenilenmesi önerilmiştir. Duvarlarda su bazlı boya kullanılması önerilir.
  • Sağ yan cephede merdiven etrafındaki pvc doğramanın kaldırılması önerilmiştir.
  • Birinci kat balkon korkulukların onarılması, yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.

TUVALETTE ÖNERİLEN MÜDAHALELER

Mevcut tuvalet binasının ihya edilerek korunması önerilmiştir. Buna göre;

  • Mevcut mermer döşemenin temizlenmesi önerilmiştir.
  • Mevcut pvc olan doğramaların yerine ahşap doğramlar önerilmiştir. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Lavabo, klozetlerin yenilenmesi önerilmiştir.
  • Kadınlar bölümünde kadınlar için abdestlik önerilmiştir (bkz. restorasyon projesi)
  • Duvarlardaki mevcut seramik sökülerek yenilenmesi önerilmiştir.
  • Dış cephe sıvalarının onarılması ve su bazlı boya ile boyanması önerilmiştir.
  • Demir parmaklıkların yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir
  • Yağmur iniş boru ve oluklarının çinko olarak yenilenmesi önerilir.

ŞADIRVANDA ÖNERİLEN MÜDAHALELER

  • Şadırvanın restorasyonu  restitüsyon doğrultusunda  önerilmiştir. Ahşap dikmelerin ve tavan kaplamalarının yenilenmesi önerilir. Çatısı açılmalı ve gerekiyorsa yenilenmelidir. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.
  • Çatı örtüsü alaturka kiremit olarak önerilmiştir.
  • Su haznesi etrafındaki korkulukların onarılması ve yağlı boyalarının temizlenmesi, daha sonra antipas uygulanması ve üzerine yağlı boya yapılması önerilmiştir.
  • Mermer döşemenin onarılması ve temizlenmesi önerilmiştir.
  • Ahşap tablalı elemanların elden geçmesi ve eskiyenlerinin değiştirilmesi önerilmiştir.
  • Dikmeler arasında yapılması önerilen ahşap parapetler restorasyon projesinde verilen detaylara uygun olarak yapılmalıdır. Kullanılacak ahşap malzemenin emprenye edilmiş, fırınlanmış, 1. sınıf çam olması önerilir. Ahşap üzerine daha sonradan su bazlı vernik uygulaması önerilmiş. Restorasyonda kullanılacak ahşapların nem oranlarının %7-12 arasında olması önerilir.

2.öneride yapının taşıyıcı sistemi, doğrama ile ilgili karalar, cephe onarımları, avlu düzeni 1. öneri ile aynıdır. Sadece kadınlar mahfili bölümü restitüsyona uygun önerilmiştir. Bunun için mevcut kadınlar mahfili sökülerek restitüsyona göre yapılması önerilir.

NESLİŞAH SULTAN CAMİİ RÖLÖVE RAPORU 2008

Neslişah Sultan Camii-2008

İSTANBUL MESCİTLERİNİN MİMARİ GELİŞİMİ(15.16.17.YY)

17. yüzyılda İstanbul’da inşa edildiği tespit edilebilmiş olan 74 adet mescitten 8 külliye mescidi, mimari özellikleri bakımından özgünlüğünü koruyarak günümüze gelebilmişlerdir. 34 adet bağımsız ve tekke mescidi ise zaman içinde çeşitli tamirler ve yenilenmeler sonucu büyük ölçüde özgün karakterlerinin yitirmişler, daha geç dönemlerin mimari ûsluplarını günümüze taşıyarak gelmişlerdir. Bugün, geriye kalan 32 mescitten birçoğunun yerini dahi tespit etmek mümkün değildir. Bu mescitlerden tekke ve bağımsız mescitler grubuna girenlerin tamamına yakının, dikdörtgen ya da kareye yakın dikdörtgen olan, plan şemalarını korumuşlardır. Ancak bazılarının 17. yüzyılda İstanbul şehrinin yapılaşmasındaki yoğunluğun arasında sıkışıp kalarak planlarının zorunlu bir deformasyona uğradığı görülür. Bu açıdan farklılık yaratan mescitlerin dışında kalanlar, özgünlüklerini büyük ölçüde koruyarak günümüze gelebilmiş olan Sinan mescitlerinin plan şemalarıyla benzerlik gösterirler.

Gerek 17. yüzyıl İstanbul mescitleri, diğer dönemlerde inşa edilen mescitler gibi zaman içinde en çok tahribata (özellikle yangın ve depremler gibi doğal afetler sonucu) ve değişime uğrayan yapı tipleri olmuşlardır. Her iki dönemde de mimari karakterlerinin ve plan şemalarının fazlaca değişmeden günümüze gelebilen az sayıdaki örnekleri karşılaştırıldığında, planlarının yanı sıra örtü sistemlerinin (ki bunlar düz ahşap tavanlı ve kiremit örtülü kırma çatılardır) ve duvar örgülerinde kullanılan yapı malzemelerinin benzerlikleri dikkati çeker. Kare (Davud Ağa, Ahmed Çelebi ve Defterdar mescitleri) ve dikdörtgen (Mimar Sinan ve Sokullu) planlı Sinan mescitlerinin moloz taş (Davud Ağa, Hacı Hamza, Ahmed Çelebi), taş ve tuğla (Sokollu ve Mimar Sinan mescitleri, kesme taş (Defterdar ve Hasan Çelebi mescitleri) duvar örgüler 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinde de karşımıza çıkmaktadır, örneğin Arapkapısı, Tuti Abdüllatif ve Kadirihane Mescitleri moloz taş duvar, Sirkecibaşı ve Yalıköy Mescitleri taş ve tuğla duvar, Bayrampaşa Külliyesi ve Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi Mescitleri ise kesme taş duvar örgülüdür.

Sinan ve 17. yüzyıl mescitlerinde genel olarak alt pencereler dikdörtgen açıklıktı ve taş söveli, üst pencereler ise kemerli ve alçı şebekelidir.

Genelleme yapıldığında diğer bir ortak özellik, minarenin yapıdaki konumudur. Yine Sinan mescitlerinde son cemaat duvarının bir ucunda ya da kütleden uzak, avlu kapısı yanında bulunan minare, 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinde farklı bir konumda değildir. Anadolu Selçuklu çağının minareli taç kapılarını hatırlatan avlu kapısına bitişik minare uygulaması 17. yüzyılda inşa edilen Tulumcu Hüsam Mescidi’nde de minarenin giriş kapısı üzerine yerleştirilmesi ile tekrarlanmıştır. Sinan mescitlerinden Sokullu Mescidi’nin açık merdivenli “minber minare “sinin bir benzeri olarak, 1614 tarihli Arabacılar (Hoca Halil Attar) Mescidi’nin ilk minaresi gösterilebilir.

Sinan mescitlerinde son cemaat yeri, cephede beş ya da dört, yanlarda iki açıklıklıdır. Son cemaat yeri ile harimi ayıran duvarın merkezinde kapı ve iki yanında birer pencere bulunmaktadır. Kapı merkezden sağa kaydırılmış ise, yanındaki iki pencere arasında bir son cemaat yeri mihrabı yer alır Bu düzeni 17. yüzyılın ilk yansına tarihlenen Defterdarburnu Mescidi’nin son cemaat yeri duvarında görülür. Ancak 17. yüzyılda inşa edilen mescitlerde son cemaat yeri, harim bölümünden çalınarak ya da kapalı mekanın giriş cephesine sonradan ilave edilerek yapılmıştır.

Klasik dönem Sinan mescitleri ile 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinin mimari açıdan karşılaştırılmasında, bazı farklılıkların dışında genel olarak klasik dönem ve onu takip eden 17. yüzyıl boyunca bu yapı tipinin benzer mimari özelliklere sahip olduğu ve herhangi bîr tipolojik gelişim göstermediği sonucuna varılabilir.

16. yüzyıl Sinan yapıları, padişah, Valide Sultan ve sadrazamlar tarafından şehrin önemli mevkilerine cami ve külliyeler olarak inşa ettirilirken, bu asrın sonlarına doğru devlet bütçesinin zaafı, mimari alanda da etkili olmuş ve duraklama hissedilir bir şekilde belirmiştir. 17. yüzyıl ise, bu etkilerin en çok hissedilen asrı olmuş, büyük dini yapılar hemen hemen (Sultan Ahmed ve Yeni Camii gibi istisnalar dışında) hiç bir örnek veremez duruma gelmiştir.

Bu yüzyıl içinde, Fatih dönemi İstanbul’unun iskan sahaları yoğunlaşma ve dolayısıyla da gelişme göstermektedir. Yeni semtler ve mahalleler oluşmakta, şehir metropolünden uzaklaşmalar izlenmektedir. Bu yeni mahalleler sivil yapı gelişimlerini sürdürürken,  günlük dini ibadetin uzak semtlerde kalan büyük camilerden ziyade yeni oluşan mahallelere daha küçük ölçekli ibadet yapılarının yapılmasını teşvik etmiştir.

Özellikle bağımsız mescitler (Mahalle mescitleri) sivil mimariyi örnek almış, semt sakinin ibadet için başvurduğu, adeta evlerinin oda ve sofası gibi, sakıflı bir görüntü sergilemişlerdir. Yapıların semtlerde imkân bulduğu yer ölçüsünde, yolların kesiştiği köşelerde veya mahalle ortalarındaki alanlarda, fakat çok kere de sivil yapı blokları arasında inşa edilmişlerdir. Bütün bu unsurlar bize, mescit yapısının sivil mimari ile en sıkı biçimde bütünleşen ve kaynaşan bir dini yapı tipi olduğunu kanıtlamaktadır.

Ancak külliye mescitleri, ihtiva ettikleri işlevsel yapılar topluluktan ve banilerinin sadrazam, vezir, hanım sultan gibi kimseler olmaları sebebiyle bağımsız ve tekke mescitlerinden daha muntazam ve kaliteli bir mimari sergilemektedirler. Tekke mescitleri ise özellikle 17. yüzyılda bağımsız mescitlerin dönüştürülmesi ile oluştuklarından, onlarla aynı özellikleri gösterirler.

Mescitlerin yapı malzemeleri de, adeta bu yapısal etkinliğin değişmez bir normu olarak ortaya çıkarlar. 16. ve 17. yüzyıllarda bağımsız ve tekke mescitlerinde genelde moloz taş, taş-tuğla tekniği yaygın olmasına karşın, külliye yapılarında istisnasız kesme taşın kullanıldığı görülür. Çatı örtüsü yüzyıllar arasında benzerlik gösterirken 16. yüzyıldaki mescit yapılarında görülen direkli son cemaat yeri, 17. yüzyılda ortadan kalkmış bunun yerini harim kısmı bölünerek ya da yakın tarihlerdeki onarımlarda sonradan eklenen, genelde ahşap bir kısım olarak ilave edilen, son cemaat yerleri almıştır.

Mescitler çeşitli nedenlerle (özellikle yangınlar ve depremler sonucu) çok sık yıkılan ve tahribata uğrayan yapılar olduklarından, çoğu kez onarım görerek ya da yenilenerek günümüze gelebilmişlerdir. Bu nedenle onarıldıkları ya da yenilendikleri dönemin bezeme unsurlarını taşımaktadırlar. 17. yüzyıl içinde inşa edilen, fakat farklı dönemlere ait bezeme unsurlarının yer aldığı bir çok mescit yapısı ile karşılaşılmaktadır. Bunların çoğu yakın dönemlere tarihlenmektedirler. Bu nedenle 17. yüzyıl için, bu yüzyılda inşa edilmiş mescit yapılarındaki bezeme unsurları göz önüne alınarak bir üslup birliğinden söz etmek mümkün değildir.

16.YÜZYIL DÖNEM CAMİİ PLAN ÖRNEKLERİ

17.YÜZYIL DÖNEM CAMİİ PLAN ÖRNEKLERİ

Üsküdar Bulgurlu camii
Güngören Gençosman Camii

NESLİŞAH CAMİİ (RÖLÖVE RAPORU)

Fatih Ilçesi’nde, Edirnekapı semtinde, Nes-lişah Mahallesi, Kuruçınar Sokağı’ndadır.

Bâniyesi olan Neslişah Hanım Sultan’ın annesi II. Bayezid’in kızı Gevherimülûk Sultan, babası Dukakinzade Mehmed Pa-şa’dır. Eşi İskender Bey ve kendisi Zal Malımud Paşa’nın yaptırdığı okulun yanın­daki hazirede gömülüdürler. 1579’da ve­fat eden Neslişah Hanım Sultan, camiyi 16. yy’ın sonlarında yaptırmış olmalıdır. Zamanla harap olan cami 1955’te halkın yardımıyla tamir edilmiştir.

Caniyle ilgili Hadika’da “Bânîyesi Neslişâh bint-i Mehmed Bey’dir ki, validesi Gevher-Mülük Sultân bint-i Sultân Bâyezid Hân’dır. Neslişâh’ın zevci olan İskender Bey, Zâl Paşa klır-bünde bina eylediği mektebinin pîşgâhında üçü dahi medfûnlardır. Bu câmi’de olan musluk taşında vâki’ târih budur:

Gör di çiin kim Cemâli bu resmi

Didi târih çeşme-i hûb

H.957/M.1550

İttisalinde bir fevkânî mektebi dahi vardır. Mumâ-ileyhin validesi mekteb-i mezbûrede medfûnedir. Seng-i mezârındaki târih budur:

HayfGevher Mülûk’e ey dil hayf

Hâke düşdi o gevher-i idrâk

Nesl-i sultân Bâyezid idi ol

Cümle âlem revâkıyle yaka çâk

Didi ankâ vefatına târih

Daldı derya-yı rahmete ol pâk

H.987/M1579/1580

Bu ikisinin vakıfları müstakil olup, lâkin hîn-i iktizâda biri aharına imdâd ey­lemek üzere ikisi dahi sert eylemiştir ve sûret-i vakfiyyesi İstinye’de olan câmi’in sofasın’ın sağ tarafında vâki’ dıvarda  kaydolunup, târih-i rakamîsi budur: M.947 /1540/1541

Sultân Süleyman suyundan bu câmi’in civarında bir çeşme vardır ki, Sultân Çeşmesi denmekle ma’rûfdur. Lâkin çeşmenin bânîsi Mesih Paşa-yı Evvel kethüdâsıdır. Mahallesi vardır. Der kurb-ı Câmi’-i Edirnekapusı.”(Hadika, s.281,282) denilmektedir.

Caminin geniş bahçesinde sanat değe­ri olmayan bir şadırvanı vardır. Kadınlar mahfili, harimden ayrı olarak avludan mer­divenlerle sağlanan bir girişe sahiptir. Mahfilin giriş holü üç pencere ile avluya açılır. Kalın payeler arasından mahfile giriş sağlanır. Mahfil, harimi bir “U.” şeklinde ku­şatır, iki tane kare kesitli sütun mahfilin or­ta mekânını ikiye ayırır. Orta mekânı yu­varlak kemerli iki pencere aydınlatır.

Caminin kagir olan son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Son cemaat yeri harime iki kapı ve bir pencere ile açılır. Sol tarafta minareye çıkış vardır. Harim bir kenarda dört, diğer yanda üç tane kare kesitli sütunla ayrılmıştır. Mihrap yenidir ve çinilerle kaplıdır. Minber ve vaaz kür­süsü mermerdir. Mihrabın iki yanında bi­rer pencere vardır. Dikdörtgen olan ha-

rimin uzun kenarlarında dörder pencere bulunur. Tavan düz ve ahşaptır.

Harim kısmı kesme taş olan caminin mi­naresi de kesme taş örgülüdür. Şerefe kor­kulukları da taş malzeme ile yapılmıştır. Mihrap yönünde mukarnaslı bir köşe süs­lemesi caminin dışını süsleyen bir unsur­dur. Haziresi bakımlıdır.

Doğu cephesi
Batı Cephesi
Batı Cephesi
Doğu cephesi
Kuzey cephesi
Kuzey cephesi
Şadırvan
Harim kuzey cephesi
Minber
Mahfil katı
Mahfil katı

RESTİTÜSYON RAPORU

Günümüze ulaşıncaya kadar birçok değişikliğe uğramış olan yapı yanlış restorasyon müdahaleleri sonucunda özgün plan ve cephe karakterini kaybetmiştir.

Restitüsyon projeleri hazırlanırken yapı ile ilgili yeterli yazılı ve görsel belgeye ulaşılamamıştır.  Yapıdaki izler ve dönem örneklerinden yola çıkılarak hazırlanan restitüsyonda alınan kararlar şunlardır;

  • Öncelikle yakın dönemde yapıya eklenen kuzey bölümündeki son cemaat bölümü kaldırılmıştır.
  • Yine yapıya bitişik konumlanmış imam evi ve yemekhane binasının kaldırılması önerilmiştir.
  • Harim bölümünde ‘U’ şeklinde plan oluşturacak şekilde yakın dönem onarımlarda eklenen betonarme kolon ve kiriş sisteminde yapılmış kadınlar mahfilinin kaldırılmıştır. Mevcutta aksı kaymış olmakla birlikte kadınlar mahfili kotunda üzeri kaplanmış ahşap kolonlar muhafaza edilmiş ve kuzey cephesinde tek bir hatta olacak şekilde kadınlar mahfili yapılması önerilmiştir. Mevcut dikmelerde burulma, bozulma vardır. Ayrıca etrafı kaplandığı için içerideki dikmelerin ebadı veya aksının şaşıp şaşmadığı kesin tespit edilememektedir. Ancak Osmanlı camilerinde ve strüktürel açıdan dikme aksının aynı hat üzerinde olması gerekliliği nedenleri ile projede dikmeler aynı aksa getirilmek üzere proje hazırlanmıştır. Kadınlar mahfiline harim giriş kapısının solunda önerilen tek kollu ahşap merdivenden çıkış verilmiştir.
  • Yakın dönem onarımda yapının döşeme kotu bir halli yukarıya çekilmiştir. Restitüsyonda dönem örnekleri de incelenerek döşeme kotu aşağıya çekilmiştir. Ancak uygulama sırasında harim döşemesinin kaldırılması ve özgün kot tespiti yapılması önerilir.

Yakın dönem onarımlarda cephelerde yapılan çimento harçlı derz ve sıva müdahaheleri yanlış ve özensiz yapıldığından cephe taş derzleri okunamamaktadır.

  • Kesme taş olan cephe derzleri mevcutta okunduğu kadarı ile mevcut taş ebatlarına uygun olarak restitüsyonda tamamlanmıştır.
  • Çatı örtüsü kurşun olarak önerilmiştir.
  • Batı cephesinde arazide setleme olduğundan destekler yapılmıştır. Ancak taş desteklerin cephe içinde belli sistematiğinin olmaması bize yapının yapım tarihinden daha sonraki bir dönemde yapıldığını düşündürmektedir. Ancak elimizde kesin belge olmadığından destekler korunmuş ve mevcut  yerleri yükseklikleri değiştitilmemiştir.
  • Yine batı cephesinde zemin kot pencere üst bölümleri düz atkılıdır ve kemerli değildir. Diğer cephelerde ise düz atkılı kemer üst bölümleri sivri kemer ile geçilmiştir. Bir dönem bu duvar üzerinde bazı değişikler olduğu anlaşılmakla birlikte elimizde belge olmadığından restitüsyonda pencere formları mevcut durumları ile korunmuştur.
  • Ahşap minber ve vaaz kürsüsü dönem örneklerinden alınarak önerilmiştir.
  • Zemin döşemesi pişmiş toprak önerilmiştir.
  • Minare mevcut durumu ile korunmuştur.
  • Betonarme şadırvan, tuvaletler avlu içinden kaldırılmıştır.
Sulukule
1992 yılındaki kurul kararı
Onarım öncesi fotoğrafı
Onarım öncesi fotoğrafı
Onarım yapılarkenki fotoğraf
Onarım yapılarkenki fotoğraf
Onarım öncesi fotoğraf ( doğu cephesi)

RESTORASYON RAPORU

Restorasyon projesi restitüsyon doğrultusunda hazırlanmıştır. Buna göre restorasyonda alınan kararlar şunlardır;

  • Taşıyıcı sistemler raporu ve restitüsyon projesi doğrultusunda yapıya eklenen betonarme son cemaat mahali, imam evinin kaldırılması önerilmiştir. Bu şekilde camii açığa çıkarılmıştır.
  • Giriş kapısı üstüne ahşap dikmeli giriş saçağı önerilmiştir.
  • Yapı harim içindeki betonarme eklerin kaldırılması önerilmiştir. Kadınlar mahfili mevcuttaki özgün olduğu düşünülen ahşap dikme ile sınırlandırılmış batı ve doğu cephesinde devam ettirilmemiştir. Mahfil çıkış merdivenleri restitüsyonda olduğu gibi harim giriş kapısının solunda önerilmiştir. Ahşap karkaslı merdiven tek kolludur.
  • Kapı ve pencereler ahşap doğrama olarak önerilmiş, restorasyon projesinde detayları verilmiştir.
  • Uygulama sırasında çatı içine girilmeli ve karkasın durumu tespit edilmelidir. Projede çatının değiştirilmesi kararı verildiğinde önerilen çatı strüktürü çizilmiştir. Ayrıca taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği gibi tavan döşemesi betonarme ise ahşap ile değiştirilmesi önerilmiş ve proje buna göre çizilmiştir. Çatı örtü kaplaması restitüsyonda olduğu gibi kurşun önerilmiştir.
  • Harim döşemesi mevcutta yükseltilmiştir. Projede yaklaşık 30 cm. aşağıya çekilmiştir. Uygulama sırasında mevcut döşemenin kaldırılması ve özgün kotun araştırılması önerilir. Araştırma sonucunda tespit yapılamaz ise restorasyondaki kotun uygulanması önerilir. Döşeme malzeme tespiti yapılamaz ise de yine projede önerilen pişmiş toprak malzemenin yapılması önerilir.
  • İç duvarlarda raspa yapılması önerilir. Raspa sonucunda kalem işi tespiti yapılır ise özgününe uygun olarak restorasyonun yapılması önerilir. Kalem işi tespiti yapılmaz ise malzeme raporunda önerilen oranlarda hazırlanan karışıma göre duvarların sıvanması önerilir.
  • Cephelerde çimento harçlarının temizlenmesi, derzlerin malzeme raporunda verilen oranlara göre hazırlanan karışım ile yenilenmesi önerilir. Yine malzeme raporunda belirtildiği gibi kararmaların mekanik yöntemle temizlenmesi önerilmiştir.
  • Cephelerde ve avlu duvarlarındaki taşlarda malzeme kaybı 5 cm.’ den büyük ise bu bölümün çürütülerek, özgün malzemesine uygun taş ile tamamlanması önerilir. 5 cm.’ den küçük olan malzeme kayıplarında müdahale önerilmemiştir.
  • Avluda kazı yapılarak özgün kotun araştırılması önerilir. Özgün kot ve malzeme tespiti yapılamaz ise restorasyondaki kotlara uyulması ve traverten döşeme kaplamasının yapılması önerilir.
  • Mevcut tuvalet ve şadırvan muhdes olduğundan kaldırılmıştır. Tuvaletler batı yönünde önerilmiştir (bzk. Restorayon vaziyet planı). Abdestlikler üst kotta, tuvaletler alt kotta planlanmıştır.

KAYNAKÇA:

ASLANAPA; Oktay                                    : Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1983.

AYVERDİ; Ekrem Hakkı, YÜKSEL, İ. Aydın: İlk  250 Senenin Osmanlı Mimarisi,

   İstanbul 1953

AYVERDİ; Ekrem Hakkı; Fatih Devri 855-886 (1451-1481), İstanbul 1973

Ayvansarayi Hüseyin Efendi, Ali Satı Efendi, Süleyman Besim Efendi: Hadikatü’l Cevami,

Haz. Ahmed Nezih Galitekin, İstanbul 2001

BAYRAM; Sadi ve ERDOĞAN    : Kerim: Vakıflar ve Vakıf Hizmetlerimiz, Ankara 1978

DİŞÖREN N. Esra                          : İstanbul’daki Ahşap Cami, Mescit ve Tekkeler,

İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat    

Tarihi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul   

1993 s.177,178

(ELDEM)Halil Edhem                    : Nos Mosquees de Stamboul, İstanbul 1934, s. 128-129

KOMİSYON                                    : Fatih Camileri ve Diğer Tarihi Eserler, İstanbul 1993

KOMİSYON                                    : Fatih, İlk İstanbul, İstanbul 2004.

MAZLUM; Deniz                            : Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında 22 Mayıs 1766

İstanbul Depremi ve Ardından Gerçekleştirilen Yapı Onarımları, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2001

Müler-Wiener; Wolfgang                : İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çeviren Ülker

  Sayın, İstanbul 1997.

ÖZ; Tahsin                                       : İstanbul Camileri, C.ll, 8.İstanbul 1964.

SEÇKİN, Selçuk                              : Fatih Dönemi Mescitleri, M.S.G.S.Ü. Sosyal 

   Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Bölümü,  Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002

SÖNMEZER, Şükrü                                   : 17.Yüzyıl İstanbul Mescitleri, İ.T.Ü. Fen Bilimleri

   Enstitüsü, Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı,              

  Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996.

ÜSTÜN; Ayşe                                  : Osmanlı Arşivindeki İstanbul Cami ve Türbelerinin

Tamirleriyle İlgili Belgeler, D.E.Ü. Sos.Bil.Ens. İsl.Tarihi ve San. Ana. Bil. Dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir 2000

YÜKSEL, İ.Aydın                           : Osmanlı Mimarisinde II.Bayezıd ve Yavuz Selim

  Devri (886-926/1481-1520), İstanbul 1983

EYÜP ARAKİYECİ CAFER CAMİİ RÖLÖVE, RESTİTÜSYON, RESTORASYON RAPORU

İlçe: EYÜP Pafta:7 Ada: 121 Parsel: 1

YAPI TARİHÇESİ

Takkeci Mescidi de denen Arakiyeci Mescidi, Abdurrahman Şeref Bey Caddesi ile Arakiyeci Camii Sokağı’nın kesiştiği noktada yer almaktadır.

Mescitle ilgili Hadika “Bânîsi Arakiyyeci Mehmed Ağa’dır. Mihrabı önünde medfûndur. Vefatı 950 (1543/1544) senesindedir. Minberini Re’îs Abdullah Efendi vaz’ eylemişdir. Mezbûr Abdullah Efendi, Sadr-ı a’zâm Maktul Dâmâd İbrâhîm Paşa’nın mühürdarı olub, ve-zîr-i müşârün-ileyhin vefatından sonra tezkirecilik ve defterdarlık ve riyaset misillü menâsıb-ı celîlelerle müstahdem iken, 1178 saferü’l-hayrının ikinci günü (01.08. 1764) vuku’ bulan rikâb-ı hümâyûnda, sarây-ı pâdişâhîde kahve içer iken şarab-ı mevti nûş eylemişdir1. Mansıbıyla mektûbî-i sadr-ı âlî olan Mehmed Efendi bekam olmuştur. Merhûm-ı mezbûr El-mezâhır y>Üill 1178 (1764) târihinde vefat edüb, Üsküdar’da defn olunmuşdur. “Müşârün-ileh demâ’inle me’lûf ve emvâl-i kesîreye mâlik ve ma’ârifden bî-behre bir zât-ı sütûde-sıfât imiş2“. Mahallesi vardır.”Re’îsü’l-küttâb bulunmak hasebiyle rikâb-ı hümâyûn vâki’ olduğu gün Enderûn-ı hümâyûn’da rikâb ağalan odasında kahve içer iken füc’eten rıhlet ve haste arabasıyla konağına irsal ve Üsküdar’da defn olunduğu” yazar. (Hadika s.628)

YAPININ MİMARİ ÖZELLİKLERİ

-YAPI YERLEŞİMİ

Abdurrahman Şeref Bey Caddesi ile Arakiyeci Camii Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alan camii avlusuna kuzey köşesindeki demir kapıdan girilir. Avlu giriş kapı aksındaki karo mozaik döşemeli yoldan geç dönemde kapatılan ahşap direkli son cemaat giriş kapısına gelinir. Avlu giriş kapısının solundaki yoldan arka bölümde bulunan imam evine ve zemin altındaki tuvaletlere ulaşılır.

Kaba yonu taş örgülü bahçe duvarları yakın dönemde onarım görmüştür. Yine yakın dönemde geçirdiği onarımlarda harpuştası beton olarak yenilenmiştir. Arka bahçe duvarı camimim kuzey batı köşesine yaslanır. Bu bahçe duvarının örgüsü moloz taştır.

Camii doğu yönündeki bahçe duvarı

-CAMİİ PLAN ÖZELLİKLERİ

Dikdörtgen planlı olan camiinin ahşap direkli son cemaat bölümü demir doğramalarla kapatılmıştır. Camii son cemaat ahşap direk yerleşimim diğer camilerden biraz farklıdır. Ahşap direkler ikili şekilde yapılıp iki ahşap direk tek bir yastık ile ahşap kiriş altında yer alır. (bkz. rölöve plan ve kesit paftaları)

Son cemaattin giriş kapısının her iki yanındaki alanlar ortalama giriş zemininden 20 cm. yukardadır. Giriş kapısı karşısında harime giriş kapısı yer alır. Ahşap kapı özgündür. Geçirdiği onarımlarda kat kat yağlı boya uygulanmıştır. Son cemaat mahalinin tavanı ahşap çıta tanzimlidir.

Yakın dönemde demir doğrama ile kapatıln ahşap direkli son cemaat mahali
Harim giriş kapısı
Kadınlar mahfiline bakış
Ahşap minber

Harim kare planlıdır. Duvarlar ortalama 1.00 m. yüksekliğinde fayans kaplanmıştır. Yakın dönemde yapılan onarım camii karakteristiğini bozmuştur. Fayansların üst kısmı sıva üzeri boyadır. Yapı  zemin döşemesi ahşaptır.

Özgününde yarım daire planlı olduğu düşünülen mihrap nişi yakın dönemde mermer kaplandığından mevcutta çokgen planlıdır. 

Harime zemin kotta, kuzey cephesinde  mihrabın her iki yanında birer olmak üzere 2, batı ve doğu cephesinde 2, kuzey cephesinde son cemaate bakan giriş kapısnın her iki tarafında birer pencere olmak üzere toplamda 8 adet pencere açılır. Üst katta kuzey cephesi hariç diğer cephelerde alt kot pencere akslarında yer alan toplam 6 adet pencere vardır. üst kot pencerelerin alçı içlikleri bulunur. Zemin kot pencereleri pvc’ dir.

Yakın dönemde mermer ile kaplanmış minber nişi
Ahşap vaaz kürsüsü

Ahşap minber ve vaaz kürsüsü özgündür. Kadınlar mahfili harime doğru çıkma yapar. 5 adet ahşap direğe taşıtılan kadınlar mahfil döşemesi ahşap çıtalı tavana sahiptir. Kadınlar mahfili katına harim giriş kapısının sağında yer alan, batı duvarına yaslanmış yarım daire formlu ahşap merdivenden ulaşılır. Minareye merdiven altına açılan kapıdan girilir.

Kadınlar mahfili zemin döşemesi ahşaptır. Orta aksında, mihrabın karşısına gelen bölüm yarım daire formunda bir kademe daha harime doğru çıkma yapar.Harim tavanı son cemaat tavanı gibi ahşap çıta tanzimlidir. Yılların bakımsızlığına dayanamayan kaplamalarda ciddi bir sehim vardır.

Minare yapının kuzey cephesi hizasında, batı duvarına bitişik konumlanmıştır. Kesme taş olan minare kürsüsü üzerindeki minare pabucu üçgenler ile geçilmiştir. 

Daire planlı olan minare gövdesi aşağıdan yukarıya doğru daralarak yükselir. Duvar kalınlığı gövde bölümünde ortalama 34 cm.dir. petek bölümünde ise 14. cm olarak ölçülmüştür. 

-CAMİİ CEPHE ÖZELLİKLERİ

Kaba yonu taş örgülü camii duvarlarında düzenli bir sırada olmasa da  tuğla da kullanılmıştır. Harime bakan zemin ve üst kot pencereleri dikdörtgen formludur. Düz hatıllı olan pencerelerin üst bölümlerinde hafifletme kemeri yapılmamıştır. Üst ve alt kot pencereleri aynı akstadır. Üst kot pencere açıklıklarının yüksekliği zemin kot pencerelerinden yüksektir.

Yakın dönemde kapatılan son cemaat bölümü

Zemin kot pencereleri pvc doğramadır. Üst kot pencereleri beton dışlıktır.

Doğu cephesi

Saçak silmesi 2 sıradan oluşan kirpi saçaktır. Son cemaat ve harim çatı örtüsü ayrıdır. Topuz çatılı harim üst örtüsü alaturka kiremittir. Son cemaat çatısı harim çatı kotu altında kalır ve çatı mahyası  kuzey duvarına yaslanır. Bu bölümünde çatı örtüsü alaturka kiremittir.

Son cemaat bölümü yukarıda da değinildiği gibi yakın dönemde demir doğrama ilekapatılmıştır. Son cemaat bölümüne dışarıya doğru çıkarılmış rüzgarlık bölümünden ulaşılır. Rüzgarlıkta demir doğramadır ve üstü ondüline ile kapatılmıştır.

Minare gövdesi , şerefe altı ve petek kısmı çimento harç ile sıvanmıştır. Daire planlı gövdeden peteğe geçişi sağlayan şerefe altı kirpi saçak şeklinde düzenlenmiş 5 kademeli tuğla ile geçilmiştir (bkz. rölöve cephe paftaları)

Güney cephesi

Kuzey cephesinde minare kürsüsü üzerinde üçgen geçişli pabucu saklayan parapet duvarı şeklinde bir bölüm vardır. kesme taş örgülü bu duvarın kuzey cephesi sıvalıdır (bzk. Rölöve kuzey cephesi paftası).

Batı cephesi (minare kürsü ve pabucu)
Batı cephesi

Yapı statik olarak iyi durumdadır. İstanbul Teknik Üniversitesinden alınan taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği üzere yapı taşıyıcı sistem açısından bir problem yoktur. 

Günümüze ulaşabilmiş 17. yüzyıl camiilerinden olan arakiyeci camii döneminin bir çok örneğine göre bakımlıdır. Ancak günümüze ulaşan diğer kültür varlıklarımız gibi yakın dönemde geçerdiği yanlış restorasyon uygulamalarından nasibini almış bir yapıdır.

Öncelikle ahşap direkli son cemaat mahali yakın dönemdeki onarımlar sırasında kapatılmıştır. Özellikle cephelerde çimento harçlı müdahaleler, derzlemeler yapılmıştır. Kaba yonu taşlarda  yüzey kaybı az da olsa aşınma vardır. Özellikle güneybatı cephesinde kararmalar tespit edilmiştir. Minare gövde, petek ve şerefe altı çimento harç ile sıvanmıştır.

Harim tavanında ciddi bir sehim vardır. yakın dönemde sehim için çatı strüktüründe ahşap kirişler makaslara asılmıştır. 

Yapı içinde duvarlarda sıva kabarmaları dikkati çeker. Bu kabarmaların zeminden gelen sudan dolayı oluştuğu düşünülmektedir. 

Kadınlar mahfilini taşıyan ahşap direklerde aşırı bozulma ve mantarlaşma vardır 8bkz. taşıyıcı sistem raporu).

Avlu içinde arka bölümdeki imam evi ile doğu yönündeki tuvalt mekanları camii silüetini olumsuz etkilemektedir.

Minare gövde ve petek bölümü

2-RESTİTÜSYON RAPORU

Yapının kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte banisi Arakiyyeci Mehmed Ağa olup vefatı 1544’ dür. Bu bilgiye dayanarak  caminin 1544’ den önce yapıldığını söylememzi yanlış olmaz. 

Camii 16.-17. yüzyıl ahşap direkli son cemaati olan tipik örneklerden biridir. Dönem camilerini incelersek;

İSTANBUL MESCİTLERİNİN MİMARİ GELİŞİMİ(15.16.17.YY)

17. yüzyılda İstanbul’da inşa edildiği tespit edilebilmiş olan 74 adet mescitten 8 külliye mescidi, mimari özellikleri bakımından özgünlüğünü koruyarak günümüze gelebilmişlerdir. 34 adet bağımsız ve tekke mescidi ise zaman içinde çeşitli tamirler ve yenilenmeler sonucu büyük ölçüde özgün karakterlerinin yitirmişler, daha geç dönemlerin mimari ûsluplarını günümüze taşıyarak gelmişlerdir. Bugün, geriye kalan 32 mescitten birçoğunun yerini dahi tespit etmek mümkün değildir. Bu mescitlerden tekke ve bağımsız mescitler grubuna girenlerin tamamına yakının, dikdörtgen ya da kareye yakın dikdörtgen olan, plan şemalarını korumuşlardır. Ancak bazılarının 17. yüzyılda İstanbul şehrinin yapılaşmasındaki yoğunluğun arasında sıkışıp kalarak planlarının zorunlu bir deformasyona uğradığı görülür. Bu açıdan farklılık yaratan mescitlerin dışında kalanlar, özgünlüklerini büyük ölçüde koruyarak günümüze gelebilmiş olan Sinan mescitlerinin plan şemalarıyla benzerlik gösterirler.

Gerek 17. yüzyıl İstanbul mescitleri, diğer dönemlerde inşa edilen mescitler gibi zaman içinde en çok tahribata (özellikle yangın ve depremler gibi doğal afetler sonucu) ve değişime uğrayan yapı tipleri olmuşlardır. Her iki dönemde de mimari karakterlerinin ve plan şemalarının fazlaca değişmeden günümüze gelebilen az sayıdaki örnekleri karşılaştırıldığında, planlarının yanı sıra örtü sistemlerinin (ki bunlar düz ahşap tavanlı ve kiremit örtülü kırma çatılardır) ve duvar örgülerinde kullanılan yapı malzemelerinin benzerlikleri dikkati çeker.

Kare (Davud Ağa, Ahmed Çelebi ve Defterdar mescitleri) ve dikdörtgen (Mimar Sinan ve Sokullu) planlı Sinan mescitlerinin moloz taş (Davud Ağa, Hacı Hamza, Ahmed Çelebi), taş ve tuğla (Sokollu ve Mimar Sinan mescitleri, kesme taş (Defterdar ve Hasan Çelebi mescitleri) duvar örgüler 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinde de karşımıza çıkmaktadır, örneğin Arapkapısı, Tuti Abdüllatif ve Kadirihane Mescitleri moloz taş duvar, Sirkecibaşı ve Yalıköy Mescitleri taş ve tuğla duvar, Bayrampaşa Külliyesi ve Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi Mescitleri ise kesme taş duvar örgülüdür.

Sinan ve 17. yüzyıl mescitlerinde genel olarak alt pencereler dikdörtgen açıklıktı ve taş söveli, üst pencereler ise kemerli ve alçı şebekelidir.

Genelleme yapıldığında diğer bir ortak özellik, minarenin yapıdaki konumudur. Yine Sinan mescitlerinde son cemaat duvarının bir ucunda ya da kütleden uzak, avlu kapısı yanında bulunan minare, 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinde farklı bir konumda değildir. Anadolu Selçuklu çağının minareli taç kapılarını hatırlatan avlu kapısına bitişik minare uygulaması 17. yüzyılda inşa edilen Tulumcu Hüsam Mescidi’nde de minarenin giriş kapısı üzerine yerleştirilmesi ile tekrarlanmıştır. Sinan mescitlerinden Sokullu Mescidi’nin açık merdivenli “minber minare “sinin bir benzeri olarak, 1614 tarihli Arabacılar (Hoca Halil Attar) Mescidi’nin ilk minaresi gösterilebilir.

Sinan mescitlerinde son cemaat yeri, cephede beş ya da dört, yanlarda iki açıklıklıdır. Son cemaat yeri ile harimi ayıran duvarın merkezinde kapı ve iki yanında birer pencere bulunmaktadır. Kapı merkezden sağa kaydırılmış ise, yanındaki iki pencere arasında bir son cemaat yeri mihrabı yer alır Bu düzeni 17. yüzyılın ilk yansına tarihlenen Defterdarburnu Mescidi’nin son cemaat yeri duvarında görülür. Ancak 17. yüzyılda inşa edilen mescitlerde son cemaat yeri, harim bölümünden çalınarak ya da kapalı mekanın giriş cephesine sonradan ilave edilerek yapılmıştır.

Klasik dönem Sinan mescitleri ile 17. yüzyıl İstanbul mescitlerinin mimari açıdan karşılaştırılmasında, bazı farklılıkların dışında genel olarak klasik dönem ve onu takip eden 17. yüzyıl boyunca bu yapı tipinin benzer mimari özelliklere sahip olduğu ve herhangi bîr tipolojik gelişim göstermediği sonucuna varılabilir.

16. yüzyıl Sinan yapıları, padişah, Valide Sultan ve sadrazamlar tarafından şehrin önemli mevkilerine cami ve külliyeler olarak inşa ettirilirken, bu asrın sonlarına doğru devlet bütçesinin zaafı, mimari alanda da etkili olmuş ve duraklama hissedilir bir şekilde belirmiştir. 17. yüzyıl ise, bu etkilerin en çok hissedilen asrı olmuş, büyük dini yapılar hemen hemen (Sultan Ahmed ve Yeni Camii gibi istisnalar dışında) hiç bir örnek veremez duruma gelmiştir.

Bu yüzyıl içinde, Fatih dönemi İstanbul’unun iskan sahaları yoğunlaşma ve dolayısıyla da gelişme göstermektedir. Yeni semtler ve mahalleler oluşmakta, şehir metropolünden uzaklaşmalar izlenmektedir. Bu yeni mahalleler sivil yapı gelişimlerini sürdürürken,  günlük dini ibadetin uzak semtlerde kalan büyük camilerden ziyade yeni oluşan mahallelere daha küçük ölçekli ibadet yapılarının yapılmasını teşvik etmiştir.

Özellikle bağımsız mescitler (Mahalle mescitleri) sivil mimariyi örnek almış, semt sakinin ibadet için başvurduğu, adeta evlerinin oda ve sofası gibi, sakıflı bir görüntü sergilemişlerdir. Yapıların semtlerde imkân bulduğu yer ölçüsünde, yolların kesiştiği köşelerde veya mahalle ortalarındaki alanlarda, fakat çok kere de sivil yapı blokları arasında inşa edilmişlerdir. Bütün bu unsurlar bize, mescit yapısının sivil mimari ile en sıkı biçimde bütünleşen ve kaynaşan bir dini yapı tipi olduğunu kanıtlamaktadır.

Ancak külliye mescitleri, ihtiva ettikleri işlevsel yapılar topluluktan ve banilerinin sadrazam, vezir, hanım sultan gibi kimseler olmaları sebebiyle bağımsız ve tekke mescitlerinden daha muntazam ve kaliteli bir mimari sergilemektedirler. Tekke mescitleri ise özellikle 17. yüzyılda bağımsız mescitlerin dönüştürülmesi ile oluştuklarından, onlarla aynı özellikleri gösterirler.

Mescitlerin yapı malzemeleri de, adeta bu yapısal etkinliğin değişmez bir normu olarak ortaya çıkarlar. 16. ve 17. yüzyıllarda bağımsız ve tekke mescitlerinde genelde moloz taş, taş-tuğla tekniği yaygın olmasına karşın, külliye yapılarında istisnasız kesme taşın kullanıldığı görülür. Çatı örtüsü yüzyıllar arasında benzerlik gösterirken 16. yüzyıldaki mescit yapılarında görülen direkli son cemaat yeri, 17. yüzyılda ortadan kalkmış bunun yerini harim kısmı bölünerek ya da yakın tarihlerdeki onarımlarda sonradan eklenen, genelde ahşap bir kısım olarak ilave edilen, son cemaat yerleri almıştır.

Mescitler çeşitli nedenlerle (özellikle yangınlar ve depremler sonucu) çok sık yıkılan ve tahribata uğrayan yapılar olduklarından, çoğu kez onarım görerek ya da yenilenerek günümüze gelebilmişlerdir. Bu nedenle onarıldıkları ya da yenilendikleri dönemin bezeme unsurlarını taşımaktadırlar. 17. yüzyıl içinde inşa edilen, fakat farklı dönemlere ait bezeme unsurlarının yer aldığı bir çok mescit yapısı ile karşılaşılmaktadır. Bunların çoğu yakın dönemlere tarihlenmektedirler. Bu nedenle 17. yüzyıl için, bu yüzyılda inşa edilmiş mescit yapılarındaki bezeme unsurları göz önüne alınarak bir üslup birliğinden söz etmek mümkün değildir.

-RESTİTÜSYON KARARLARI

Yapı günümüze ana plan ve cephe özelliklerini koruyarak gelmeyi başaran ender eski eserlerden biridir. Restitüsyon projesinin hazırlanmasında vakıflar arşivinden bulunan eski dönemlere ait fotoğraflardan, yazılı kaynaklardan ve yapıdaki izlerden yararlanılmıştır. Buna göre;

  • Öncelikle yakın dönemde demir doğramaile kapatılan son cemaat bölümünün demir doğramaları kaldırılmıştır. Son cemaat bölümü ile ilgili elimizdeki kaynaklarda çelişkili bazı noktalar vardır. Alman mavisinde (19. yüzyıl haritası)yapının son cemaat bölümü olduğu görülür. Vakıflar arşivinde bulunan 1970  yılına ait fotoğrafta son cemaat mahalinin olmadığı tespit edilmiştir. Mevcut son cemaatin ise 1977 yılına ait fotoğrafta görülür.

1970 yılına ait fotoğrafta kuzey cephesi sıvalıdır. Alman mavilerinde son cemaat mahalinin olması 1970 yılına ait fotoğrafta ise olmaması son cemaat mahalinin bir dönem yıkıldığını göstermektedir. 1977 yılında mevcut ahşap direkli son cemaat mahalinin onarıldığı tespit edilmektedir. Son cemaatin 19. yüzyıl haritalarında olması, kuzey cephesinde tepe pencerelerin bulunmaması yapının özgün durumunda son cemaatinin olma ihtimalini kuvvetlendiren belgelerdir. Bu belgelere dayanarak restitüsyonda son cemaat bölümü korunmuştur.

Alman mavilerinde dikkati çeken bir konuda son cemaat mahalinin minare kürsüsü hizasına kadar gelmesidir. Ancak 1977 yılındaki fotoğraflarda ve mevcut durumda son cemaat mahali camii harim duvarı sınırında bitmektedir. Kürsüye kadar uzanması durumunda simetri olarak yerleştirilen ahşap direklerin sistematiği bozulacaktır. 1977 yılında yapılan ahşap direkli son cemaat mahalinin ahşap direk yerleşiminin son cemaattin sınırları ve ahşap direklerin taş pabuçlarına uygun yapıldığı düşünülmektedir. Alman mavileri dışında son cemaat mahalinin uzunluğu konusunda elimizde bilgi olmadığından kendi öngörülerimizle ahşap direklerin şeklini ve yerleşimini tekrar düzenlenmesinin yapılması  doğru olmayacağından mevcut şema restitüsyon da korunmuştur.

  • Son cemaat bölümünü çatı formu mevcut durumu ile korunmuştur. Harim çatısı ile aynı çatı altında toplanmış olma ihtimali düşünülse de kuzey cephesinde üst kotta pencerelerin olmaması çatının alt kotta bittiğini gösteren önemli belgelerden olduğundan mevcut durum restitüsyonda korunmuştur.
  • Mevcutta ahşap olan harim zemin döşemsi restitsüyonda pişmiş toprak önerilmiştir.
  • Ahşap çıtalı tavanlar mevcut durumu ile korunmuştur.
  • Pvc olan pencere doğramaları ahşap olarak önerilmiştir. 1946 yılına ait fotoğrafta 

zemin kottaki pencerelerin iç bölümlerinde orta göbekli ahşap kapakların olduğu 

görülür. Mevcutta millerden bazıları tespit edilmiştir. Belgeler ışığında ahşap kapaklar önerilmiştir.

  • Harim Duvarlarındaki fayanslar kaldırılmıştır. Yakın dönemde mermer kaplanan mihraptan mermerler kaldırılmıştır. 1946 yılındaki fotoğrafta belge kabul edilerek mihrap nişi yarım daire formunda önerilmiştir.
  • Filgözü dışlık formları mevcut durumu ile korunmuştur.
  • Çatı formu mevcut durumu ile korunmuş, alaturka kiremit önerilmiştir. Mevcuttada alaturka kiremit örtü vardır.
  • Cepheler mevcut durumu ile  korunmuştur.
  • Avlu içinde bulunan imam evi ve tuvalet mekanları kaldırılmıştır. Alman mavisinde kuzey doğu yönünde avlu içerisinde bir yapı görülür. Elimizde belge olmadığından restitüe edilemeyen yapı vaziyet planında noktalama olarak işlenmiştir.
  • Sıvalı olan minare sıvalarından arındırılarak tuğla olarak önerilmiştir. Mevcutta sıvaların döküldüğü bölümlerden minarenin tuğla olduğu tespit edilemektedir.
  • 1946 yılındaki fotoğraftada tespit edilen ahşap minber ile mevcuttaki minber aynıdır. belgeler doğrultusunda vaaz kürsüsü ve minber mevcut durumları ile önerilmiştir.
Alman Mavisi (19. yüzyıl)
1940 yılında Eyüp
1950 yılında Eyüp
1960 yılında Eyüp
1946 yılına ait fotoğraf 8son cemaat bölümü yoktur. Minare sıvasızdır).
1946 yılına ait fotoğraf (ahşap kapak ve yuvarlak planlı mihrap nişi görülmektedir)
1946 yılına ait fotoğraf (ahşap minber mevcut minber ile aynıdır)
1970 yılına ait fotoğraf
1970 yılına ait fotoğraf (son cemaat bölümü yoktur).
1970 yılına ait doğu avlu duvarı
İmam evinin 1977 yılında avlu içine yapıldığını bu fotoğraf ile tespit etmekteyiz.
1977 yılına ait fotoğraf (son cemaat bölümü tespit edilmektedir.)
1977 yılına ait fotoğrafta imam evi görülmektedir.

3-RESTORASYON RAPORU

Yapı 16. yüzyıl mahalle camii örneklerinden biridir. Günümüze ulaşıncaya kadar onarımlar geçiren yapının restitüsyon projesi araştırılan yazılı kaynaklar, görsel belgeler ve yapıdaki izler doğrultusunda hazırlanmıştır.  Restorasyon projesi restitüsyon kararları, taşıyıcı sistem raporu ve malzeme raporları doğrultusunda hazırlanmıştır. Buna göre restorasyonda alınan kararları maddelersek;

  • Restitüsyonda önerildiği gibi restorasyon projesinde de yakın dönemde kapatılan ahşap direkli son cemaat yerindeki demir doğramalar kaldırılmıştır.
  • Taşıyıcı sistemler raporundada belirtildiği üzere son cemaat mahalinin tavanında ciddi bir sehim olduğundan çatı strüktürünün yenilenmesi önerilmiştir. Çatısının yenilenmesi önerilen son cemaat mahalinin ahşap çıtalı tavanıda yenilenecektir. Ahşap profil detayı olarak mevcut profil ve tavan tanzimi önerilmiş ve ½ detayları restorasyon projesinde verilmiştir. Ancak uygulama işleminde söküm yapılmadan önce kurulacak iskele yardımı ile profillerden imalat ölçülerinin alınması önerilir.
  • Yenilenmesi önerilen son cemaat mahalinin çatı strüktürü üst örtüsü alaturka kiremit olarak önerilmiştir. Mevcuttaki alaturka kiremitlerden sağlam olanlar reestorasyon uygulamasında kullanılabilir.
  • Taşıyıcı sistemler raporunda belirtildiği üzere ahşap karkaslı kadınlar mahfilini taşıyan ahşap direklerde bozulma ve mantarlaşmalar vardır. Bu nedenle emprenye edilmiş, fırınlanmış ahşap malzeme ile direklerin mevcut ölçülerinde yenilenmesi önerilmiştir.
  • Harim tavanında ciddi bir sehim vardır. Bu nedenle tavan kaplamasının yenilenmesi önerilmiştir. Mevcut durumuna uygun olarak yapılması önerilen ahşap çıta tanzimli tavanın detayları restorasyon projesinde verilmiştir. Ancak uygulama sırasında ahşap tavan sökülmeden imalat ölçülerinin tekrardan alınması önerilir. 
  • Taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği üzere çatı elemanlarının elden geçmesi, çürüyen bozulan ahşap elemanların yenilenmesi önerilir.
  • Kiremit altına yalıtım önerilir. Mevcut alaturka kiremitler uygulama sırasında düzgün bir şekilde toplatılmalı, kullanılabilecek durumda olanlar kullanılmalı, yenilenmesi gerekenler de yenilenerek çatı örtüsü elden geçirilmelidir. 
  • Harim zemin döşemesinde uygulama sırasında araştırma yapılması önerilir. Mevcut döşemenin kaldırılması ve ögün malzeme, kot tespiti yapılması önerilir. Eğer bir veriye ulaşılamaz ise restorasyon projesinde önerilen kot ve malzemede (pişmiş toprak) döşeme yapılması önerilir.
  • Harim duvarlarındaki fayansların sökülmesi önerilir. Yapı içinde zeminden gelen su nedeni ile sıva ve boya kabarmaları vardır. Harim duvarlarında sıva raspası yapılması ve malzeme raporunda belirtilen oranlarda hazırlanan kireç harçlı sıva ile yeniden sıvanması önerilir. Raspa işlemi sırasında kalem işi tanzim tespiti yapılırsa açığa çıkan veriler doğrultusunda kalem işleri restorasyonun yapılması önerilir. Kalem işi tespiti olmaz ise kireç harcı üzerine su bazlı boya uygulaması önerilir. Renk olarak krem rengi önerilmektedir.
  • Ahşap minber ve vaaz kürsüsü mevcut durumları ile korunacaktır. Yağlı boyalarının raspası yapıldıktan sonra ahşapta çürümenin olmaması için sürme yöntemi ile  emprenye uygulanması önerilir. Daha sonra su bazlı vernik uygulaması önerilir.
  • Doğramalar mevcutta pvc dir. Pencerelerin sökülerek restorasyon projesinde verilen pencere detaylarına uygun olarak 1. sınıf çamdan ahşap doğrama yapılması önerilir. Pencere aksamlarının pirinç olması önerilmiştir.
  • Harim giriş kapısı mevcut durumu ile korunmuştur. Yağlı boyalarının raspası yapıldıktan sonra ahşapta çürümenin olmaması için sürme yöntemi ile  emprenye uygulanması önerilir. Daha sonra su bazlı vernik uygulaması önerilir. Kapı kol aksamlarının pirinçten yenilenmesi önerilmiştir.
  • Pencere önlerindeki lokmalı parmakların zımparalanması, antipas uygulamasından sonra siyah yağlı boya uygulamasının yapılması önerilmektedir.
  • Minare gövde ve peteğindeki çimento harçlı sıvaların raspalanması önerilir. Raspa işleminden sonra bozulan tuğlaların çürütme yöntemi ile yenilenmesi, derzlerin ise malzeme raporunda verilen horasan harç karışım oranlarına göre tamamlanması önerilmiştir.
  • Minare taş şerefe korkuluklarının elden geçirilmesi bozulan malzeme kaybı olan yerlerin çürütme yöntemi ile yenilenmesi önerilmiştir.
  • Minare külahı taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği üzere sökülmesi ve yenilenmesi önerilir.
  • Cephelerdeki derzler yakın dönemde onarım görmüştür. Malzeme raporunda verilen oranlara göre set olan derzler horasan harcıdır. İyi durumda olan derzlerin sökülüp tekrardan horasan harç ile yapılması önerilebilir. Ancak söküm işlemi sırasında cephe taşlarına daha fazla hasar verilmesi mümkündür. Bu nedenle ve derzlerin sağlam olması sebebiyle mevcut horasan harçlarda bir müdahale önerilmemiştir. Derzleri boşalan bölümlerin malzeme raporunda belirtilen oranlarda horasan harç ile derzlenmesi önerilir.
  • Cephedeki kararma ve yosunlanmaların temizlenme yöntemi olarak, malzeme raporunda belirtildiği üzere mekanik yöntemin kullanılması önerilir.
  • Malzeme kaybı olan bahçe duvarı ve cephe taşlarında malzeme kaybı 5cm.’ den büyük olan taşlarda çürütme yöntemi ile bu bölümlerde tamamlama önerilirken 5 cm. az olan malzeme kayıplarında bir müdahale önerilmemiştir.
  • Taşıyıcı sistemler raporunda da belirtildiği gibi harim duvarlarında zemin suyu nedeni ile rutubet vardır. Suyun önlenmesi için yapı çevresinde drenaj yapılması önerilir.
  • Avlu duvarlarında derzlerde boşalmalar vardır. Bu bölümlerde malzeme raprounda belirtilen horasan harçlı derz ile derz yenilenmesi önerilir.
  • Bahçe duvarları harpuştaları betondur. Harpuştaların taş olarak projede verilen detaya uygun yapılması önerilir.
  • Avlu içinde yer alan mevcut imam evi ve tuvaletin kaldırılması önerilir. Yapılması önerilen tuvalet mekanının imam evinin olduğu avlunun güney doğu köşesine yapılması önerilmiştir .
  • Avlu yürüme yollarının traverten taş kaplama olması önerilmiştir. Uygulama sırasında avluda araştırma kazısı yapılması, özgün avlu kotu ve malzemesinin tespiti yapılması durumunda bulunan veriler doğrultusunda restorasyonun yapılması önerilir.
  • Yapı içindeki peteklerin kaldırılması, bunun yerine elektrikli seccade kullanılması önerilmiştir.
  • Yapıda kullanılacak yeni ahşap elemanların emprenye edilmiş, fırınlanmış ahşap malzemeden olması önerilir. Nem oranının %7-12 arasında olması önemlidir.

Yukarıda değinilen restorasyon kararları ile ilgili mahal listesi ve detayları ayrıntılı olarak restorasyon ve restorasyon müdahale projelerinde bilgilerinize sunulmuştur.

KAYNAKÇA:

ASLANAPA; Oktay : Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1983

AYVERDİ; Ekrem Hakkı, YÜKSEL, İ. Aydın: İlk  250 Senenin Osmanlı Mimarisi, 

   İstanbul 1953

AYVERDİ; Ekrem Hakkı; Fatih Devri 855-886 (1451-1481), İstanbul 1973

Ayvansarayi Hüseyin Efendi, Ali Satı Efendi, Süleyman Besim Efendi: Hadikatü’l Cevami, 

Haz. Ahmed Nezih Galitekin, İstanbul 2001

BAYRAM; Sadi ve ERDOĞAN : Kerim: Vakıflar ve Vakıf Hizmetlerimiz, Ankara 1978

DİŞÖREN N. Esra: İstanbul’daki Ahşap Cami, Mescit ve Tekkeler, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1993 s.177,178

(ELDEM)Halil Edhem: Nos Mosquees de Stamboul, İstanbul 1934, s. 128-129

MAZLUM; Deniz : Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında 22 Mayıs 1766 

İstanbul Depremi ve Ardından Gerçekleştirilen Yapı Onarımları, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2001

Müler-Wiener; Wolfgang : İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çeviren Ülker 

  Sayın, İstanbul 1997.

ÖZ; Tahsin : İstanbul Camileri, C.ll, 8.İstanbul 1964.

SEÇKİN, Selçuk : Fatih Dönemi Mescitleri, M.S.G.S.Ü. Sosyal  

   Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Bölümü,  Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002

SÖNMEZER, Şükrü : 17.Yüzyıl İstanbul Mescitleri, İ.T.Ü. Fen Bilimleri 

   Enstitüsü, Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı,               

  Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996.

ÜSTÜN; Ayşe : Osmanlı Arşivindeki İstanbul Cami ve Türbelerinin 

Tamirleriyle İlgili Belgeler, D.E.Ü. Sos.Bil.Ens. İsl.Tarihi ve San. Ana. Bil. Dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir 2000

YÜKSEL, İ.Aydın : Osmanlı Mimarisinde II.Bayezıd ve Yavuz Selim