Etiket arşivi: Korhan Gümüş

Prof. Çılı: Ağa Camii’nde gereken yapılmıştır!

Prof. Çılı: Ağa Camii’nde gereken yapılmıştır!

Tarihi eser ve restorasyon uzmanı İstanbul Teknik Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Çılı ile Ağa Camii restorasyonunu konuştuk

İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni – Kültür Servisi

İki yıl süren yenileme çalışmalarının ardından Beyoğlu Hüseyin Ağa Camii geçtiğimiz ay ibadete açılmıştı…

M. 1594 yılında Galatasaray Ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılan İstiklal Caddesi’ndeki Hüseyin Ağa Cami 2 yıllık restorasyon çalışmaları tamamlanarak 14 Şubat Cuma günü yeniden ibadete açıldı.

Halk arasında Ağa Camii olarak bilinen 420 yıllık geçmişe sahip Osmanlı dini mimari eseri, 1999 yılındaki Gölcük depreminde hasar görmüş, ardından kontrollü olarak ibadete açık tutulmuştu.

Ağa Camii’ndeki tahribatın bir bölümünün Demirören AVM inşaatından sonra ortaya çıktığına dair kamuoyunda bir kanaat bulunmakla birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. FERİDUN Çılı tarafından hazırlanmış Ağa Camii’nin 1999 depreminde zarar gördüğüne ve Demirören AVM yapımında zarar görmediğine dair raporu var.

AVM inşaatı esnasında çatlaklardaki hareketleri izlemek üzere çatlaklara komperatör çatlak ölçer yerleştirilerek periyodik ölçümleri yapılmış, teknik ölçümlerde AVM inşaatının AĞA Camii’ne zarar vermediği kanaatine varılmış.Bunlarla birlikte kamuoyunda Demirören AVM’nin Ağa Camii’ne zarar verdiği kanaati üzerine mezkur şirket Ağa Camii’ni restorasyon masraflarını üstlenmiş.

Cami yıkılma riskiyle karşı karşıya kalınca 2 yıl önce restorasyona alınmıştı. Tonozları çelik halat sistemiyle desteklenerek güçlendirilen camiinin çatı makas sistemi, ahşap döşemeleri, kalem işleri yenilendi.  Osmanlı dönemindeki orijinal mimari kurgusunda yer almayan tuvaletler yer altına indirilerek, avlu mermerle kaplandı.

Geçtiğimiz ay, uzun bir aradan sonra cemaatine kavuşan camiyi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından ibadete açılmıştı…

Geride kalan bir aylık süre zarfında Ağa Camii restorasyonu gündemde tutulma gayretine girildi. Hükümetle hesabı olanlar sanat, estetik ve mimari çalışmalara da gölge düşürecek yayınlar yaptı. Bu bağlamda yapının üzerindeki çok katmanlı tarihsel dönemlerin izlerini taşıyan müdahalelerin kazınarak homojen bir hale dönüştürüldüğü, camiinin anonim bir 16. Yüzyıl eseri haline dönüştürüldüğü ve Ağa Camii’nin 2013 model bir yapı haline getirildiği iddia edildi…

Ağa Camii’nde konuyla ilgili olarak tarihi eser ve restorasyon uzmanı İstanbul Teknik Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Çılı ile görüştük…

İbrahim Ethem Gören: Feridun Bey, Ağa Camii restorasyonunu genel anlamda değerlendirir misiniz?

Prof. Dr. Feridun Çılı: Ağa Cami restorasyonu, çatısı olduğu gibi çökme tehlikesinde olan bir yapının yoktan var edilmesidir.

Binada hangi türden hasarlar vardı?

Caminin çatısını oluşturan iki tonozda aralığı 15cm~20cm’ye ulaşan ve yarılma da denilebilecek iki adet diyagonal çatlağa ek olarak tüm cephe duvarlarında, minarede ve avluda çeşitli açıklıklarda sistematik çatlak oluşumu bulunuyordu.

Bahsettiğiniz hasarlara nasıl müdahale edildi?

En önemli çatlak/ayrılma denilebilecek tonoz çatlaklarının daha fazla açılmasına izin vermemek amacı ile tonozlara dik doğrultuda dört adet ön gerilmeli gergi düzenlendi.

Benzer gergiler, yapının bütünlüğünü korumak amacı ile tonozlara paralel doğrultuda da yerleştirildi. Gergilerde paslanmaz çelik kullanıldı. Yapının bütünlüğünü ve kararlılığını sürdürebilmek için cephe duvarlarının en üst kotunda yine paslanmaz çelikten bir hatıl sistemi düzenlendi. Yapıdaki diğer tüm çatlaklar genişliklerine bağlı olarak değişik şekillerde onarıldı.

Binanın sıvalarını sökerken sürprizlerle karşılaştınız mı?

Gayet tabii. Bu aşamada yapıya daha önceki dönemlerde yapılmış tüm müdahaleler görüldü. Bunların bir bölümü günümüz restorasyon ilkeleri ile uyuşmadığı için değiştirildi/kaldırıldı.

 

Binanın cephelerinde mühür gibi yuvarlak metal parçaları duruyor. Bunlar ne işe yarar?

Bunlar, tonozlara paralel ve dik doğrultuda düzenlenmiş gergilerin sabitleme/ankraj plakalarıdır.

Mimar Koray Gümüş, Zaman Gazetesi’ne verdiği bir mülakatta Ağa Camii’nin dışarıdan bakıldığında yapının üzerindeki çok katmanlı tarihsel dönemlerin izlerini taşıyan müdahalelerin kazınarak homojen bir hale dönüştürüldüğü ve camiinin 2013 model bir bina olduğunu söylüyor… Bu hususta sizin kanaatleriniz nelerdir?

Kesinlikle katılmıyorum, daha doğrusu yapının tarihi ve hasar durumu hakkında hiç bir bilgisi olmayan insanların fikir belirtmesini gereksiz buluyorum. Yoldan geçerken bakılınca tonozların göçmenin eşiğinde olduğu görülemez. Dahası, bu restorasyon, kurullarca da onanmış bir restorasyon projesi kapsamında ve bir bilim heyetinin gözetiminde yapıldı. Yapılan, bu emeğe saygısızlıktır.

Camiinin eski fotoğraflarına baktığımıza tonozlarda ciddi çatlak ve yarıklar olduğunu görüyoruz. Bunlar nasıl tamir edildi? Yapılan işlem bilimsel açıdan doğru mudur?

Yapılan müdahale bilimsel açıdan doğrudur. Daha iyi bir yöntem bulunduğunda yapılan müdahale bir gün içinde kaldırılabilecek kadar basittir.

Camiinin eski fotoğraflarına baktığımızda kolonların daha büyük ve heybetli olduğu görülüyor. Şu anki durumda kolonların ince ve narin olduğunu görüyoruz. Bu camiinin statiği açısından tehlike oluşturur mu?

Hayır oluşturmaz. Camide mihrap cephesine yakın tuğla ayakların üzerinde kalınlığı 20cm~25cm’ye varan çok az donatılı kalitesiz betonla oluşturulmuş betonarme mantolar bulunmaktaydı. Bu tabaka tamamen alınarak yerine çelik köşebentler ve etriye gibi çalışan ön gerilmeli çubuklarla oluşturulmuş çelik manto konuldu. Çelik manto, tuğla ayağın üst kotlarında kapatılmayarak görünür halde bırakıldı.

Sizce restorasyonla yeniden inşa projeleri arasında nasıl bir denge sağlanmalıdır? Bu denge Ağa Camii örneğinde nasıl korunmuştur?

Ağa Camii’nde yapılan işin adı “restorasyon” olup yapıda korunması gereken ya da korunabilecek tüm öğeler korunmuştur. Yeniden yapım ise, laftan da anlaşılacağı üzere “yeniden yapım” dır. Bu iki kavramı karıştıranların eleştirisine kulak asmamak gerekir.

“Ağa Camii 16. Yüzyıla ait anonim bir yapı hüviyetine dönüşmüştür” iddiası hakkında neler söylemek istersiniz?

Cami gerektiği şekilde restore edilmiş ve güçlendirilmiştir. Gerisi boş laftır…

 

 

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü

Yüksek Mimar Uludağ: Ağa Camii tartışmalarında bilimsel gerçeklerin üzeri örtüldü

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü (Foto-Galeri)

SON DEVİR-İbrahim Ethem Gören

Beyoğlu’nun simgelerinden Hüseyin Ağa Camii restore edilerek Şubat ayında ibadete açılmıştı. Ağa Camii, iki yıllık restorasyon sürecinin ardından 14 Şubat Cuma günü cemaatiyle buluşmuş, Cuma namazı öncesinde yapılan törende Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ibadethanenin kurdelesini kesmişti…

M. 1594 yılında Galatasaray Ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılan İstiklal Caddesi’ndeki Hüseyin Ağa Camii 400 yılı aşkın geçmişiyle Beyoğlu silüetinde önemli bir yer edinmişti.

Halk arasında Ağa Camii olarak bilinen 420 yıllık geçmişe sahip Osmanlı dini mimari eseri, 1999 yılındaki Gölcük depreminde hasar görmüş, ardından kontrollü olarak ibadete açık tutulmuştu.

Cami yıkılma riskiyle karşı karşıya kalınca restore edilmişti. Geride kalan bir aylık süre zarfında Ağa Camii restorasyonu gündemde tutulma gayretine girildi. Hükümetle hesabı olanlar sanat, estetik ve mimari çalışmalara da gölge düşürecek yayınlar yaptı.

Bu bağlamda yapının üzerindeki çok katmanlı tarihsel dönemlerin izlerini taşıyan müdahalelerin kazınarak homojen bir hale dönüştürüldüğü, camiinin anonim bir 16. Yüzyıl eseri haline dönüştürüldüğü ve Ağa Camii’nin 2013 model bir yapı haline getirildiği iddia edildi…

Ağa Camii’nde konuyla ilgili olarak tarihi eser ve restorasyon uzmanı yüksek Mimar Sevilay Uludağ ile görüştük

İbrahim Ethem Gören: Sevilay Hanım, Ağa Camii mimarisinin Beyoğlu, Taksim ve bir adım öte İstanbul için önemi hakkında neler söylemek istersiniz?

Sevilay Uludağ: Osmanlının her döneminde özellikle ticaretin canlandığı 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren İstiklal Caddesi yerleşim olarak İstanbul’un kalbi, merkezi olmuştur. İstiklal Caddesi, Beyoğlu, gayrimüslim ve Müslümanların yüzyıllardan beri birlikte yaşadığı kültür ve ticaret  merkezidir. İstiklal Caddesi farklı dinlere mensup vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı bir mekândır ve Hüseyin Ağa Camii de buradaki tek cami olmasından dolayı önemli bir yapıdır. Ağa Camii Beyoğlu için ve İstanbul için bir simgedir.

Ağa Camii’nde hangi sebeplerle restorasyon yapılması gündeme geldi?

İstiklal Caddesi üzerinde günümüze ulaşan önemli kültür varlıklarımızdan olan Hüseyin Ağa Camii restorasyonu harim tonozundaki çatlaklar nedeni ile gündeme gelmiştir. Ancak bu sadece nedenlerden biridir.

Bu konuyla ilgili tarihi belgeler ne diyor?

Çok şey… Eski belgelerde görüldüğü üzere Ağa Camii’nin restorasyon öncesindeki durumu yapının özgün cephe ve plan şemasından oldukça uzakta idi. Cami, özgün özelliğini kaybetmişti. Yapılan araştırmalar sonucunda doğru verilere dayandırılarak hazırlanan restitsüyon ve restorasyon projelerinin yine doğru bir şekilde uygulamasının yapılması ile cami özgün mimarisine kavuşmuştur.

Camiinin restorasyon öncesindeki genel durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Cami her ne kadar dışarıdan iyi durumda gözüküyor idiyse de, projelerini hazırlamaya başladığımızda bünyesinde birçok sıkıntının mevcudiyetini tespit ettik. Pencerelerin ahşap doğramalarında çürümeler vardı. Tepe pencerelerinin durumu kötüydü. Alçılarında kırılmalar ve bozulmalar vardı. Minber ve vaaz kürsüsü yapının mimarisi ile uyuşmuyordu. Ahşap korkuluklarında doğramalarda olduğu gibi çürümeler vardı. Duvarlarında çatlaklar, tonozunda daha ciddi çatlaklar vardı. Kadınlar mahfili döşemesi betonarme idi ve sağlıklı değildi.

AĞA CAMİİ ÖZGÜN YÜZÜNE KAVUŞMUŞTUR

Restorasyon süreci nasıl ilerledi?

Restorasyon projeleri ve uygulaması Bilim Kurulu danışmanlığında ilerlemiştir. Özellikle uygulama sürecinde en az 2 haftada bir, alanda kontrollerimizle ve bilim kurulumuzla toplantılar yapılmak sureti ile imalatlar kontrol edilmiş, böylelikle uygulamaya yön verilmiştir.

Çimento harçlı sıvaların yapıdan uzaklaştırılmaya başlamasından kısa bir süre sonra özellikle son cemaat yerinin duvarlarında proje ve belgeleri doğrulayan pencere yerlerinin çıkması, yapılan restorasyonun doğru yöntem ve belgelemelerle yapıldığını gösteren en önemli tespit olmuştur.

Aynı şekilde saçaklardaki dendanların betondan yapıldığı ve özgün olmadığının tespit edilmesi, mihrap nişinin yine çimento harçlı tuğla ile değiştirildiğinin tespit edilmesi restorasyonun doğru bir şekilde yapıldığını gösteren tespitler olmuştu.

Restorasyon sürecinde kontrolör olarak İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve İstanbul’daki teknik üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan bağımsız bilim kurulu Ağa Camii restorasyonunu özverili şekilde denetlemiştir. Tüm çalışmalar uygulamada kullanılan yöntemler, teknikler bilimsel şekilde yapılmıştır.

Eleştiri bu süreç içinde ve sonrasında da olmuştur. Bizler açıkçası böyle eleştirileri bekliyorduk çünkü Ağa Camii bugüne kadar özgün olmayan yüzü ile İstiklal’deydi ve insanlar bunu görmeye alışmıştı.

Son yapılan restorasyon ile Ağa Cami özgün yüzüne kavuşmuştur. Bilinmesi gereken en önemli nokta restorasyonun sırf olabilecek eleştirilerden kaçarak restorasyon ilkelerine uymayan bir yöntemle yapılmayıp tamamen yapıyı özgün kimliğine kavuşturmak için bilimsel yöntemlerle yapılmış olmasıdır.

AĞA CAMİİ 1930’LU YILLARDA YAPILAN RESTORASYONLA ÖZGÜNLÜĞÜNÜ KAYBETMİŞTİ

Maalesef şunu belirtmeliyiz ki 1930’lu yıllarda yapılan restorasyon ile yapı büyük ölçüde özgünlüğünü kaybetmiştir. Yapının duvarları, çatı saçak bölümleri, harime bakan kolonlarının etrafı, kadınlar mahfil döşemesi betonarmeye çevrilmiş, formları değiştirilmiştir.

Camiinin tarihi dokusunun korunması için neler yapıldı?

Az önce de bahsettiğim üzere yapıdaki raspalar elimizdeki arşiv belgeleri ile tamamen örtüşmüştür. Eski harita belgesi Alman Mavilerindeki kontürü ile de örtüşmüştür.

Bu belgeler ve izler doğrultusunda uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Minaresi, külah ve şerefe alt kısmı tamamen eski fotoğraf belgelerine göre yapılmıştır. Pabuç kısmının çimento harç ve tuğla dolgularla değiştirildiği tespit edilmiş, bu dolgular alınarak taş ile bu kısımlar aslına uygun yapılmıştır.

Son cemaat önündeki betonarme giriş muhdes olduğundan alınmış, cami cepheleri özgün haline kavuşmuştur. Son cemaat yerinin yüksek pencereleri arşiv belgeleri ve raspa sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre doğru bir şekilde restore edilmiştir.

Yapılan restorasyon ile yapı özgün dış duvar örgü sistemine kadar sıvalarından soyulmuş, çıkan verilere göre rstorasyonu yapılmıştır. Yapıda harim pencere sistemi aynen korunmuştur. Tepe alçı pencereleri onarılarak korunmuştur. Yapı içindeki kalem işleri de büyük ölçüde korunmuştur.

Cami tarihi izleri barındırmaya devam ediyor mu?

Tabiii ki… Biz camideki özgün olmayan pencere ve mihrap gibi değiştirilmiş elemanları restore ettik. Yapıyı yıkmadık, yeniden yapmadık. Cami kendisi tamamen tarihidir. Günümüze kadar yapılan yanlış uygulamalar ile kaybettiği, yitirdiği değerlerine bu restorasyon uygulaması ile kavuşmuştur. Zaten yapıda sıva altında bugün yapılan restorasyona ışık tutan tüm izler duruyordu, sadece bu restorasyonla bu izler gün ışığına çıkarıldı.

Ağa Camii’ndeki çalışmalar “Müteahhitlik ürünü” yakıştırmasını hak ediyor mu?

Kesinlikle hayır. Yapılan tüm uygulamalar restorasyon ilkelerine göre olması gerektiği gibi yapılmıştır. Camide kullanıla ahşap elemanlar eleştiri konusu yapıldı. Ahşap elemanların tamamı birinci sınıf malzemedir.

Empreyenlenmiş, fırınlanmıştır. Yapılan güçlendirmelerin tamamı paslanmaz demir ile yapılmıştır. Sıvalar laboratuar sonuçlarında verilen özgün horasan karışım harcı ile yapılmıştır. Kullanılan taşlar küfegi taşıdır.

Özgününe uygun olarak alana getirilmiştir. Kalem işleri tezyinat sıvası üzerine olması gerektiği gibi yapılmıştır. Böyle bir çalışma müteahhitlik ürünü olamaz. Zaten hiçbir restorasyon müteahhitlik ürünü olamaz ve olmamalıdır.

Tarihimizin en önemli değerleri olan taşınmaz kültür varlıklarına bir çivi dahi düşünmeden, bilinçsizce çakılamaz, bu yapılara yapılacak her hangi bir yanlış müdahalenin geri dönüşü olmayacağından tüm ekibimiz tüm dikkati ve enerjisi ile alanda çalışmalarını yapmıştır.

Camide rekontrüskiyon çalışması yapıldığına dair iddialar var? Böyle bir çalışma yapıldı mı? Ağa Camii’nde restorasyon projesi mi yeniden inşa projesi mi yapılmıştır?

Yeniden inşaa, rekonstrüksiyon; adından da anlaşılacağı gibi olmayan bir yapının ya da statik açıdan yıkılarak yapılması ön görülen yapıların yapılmasıdır. Biz Hüseyin Ağa Camii’ni yıkmadık, temelini yeniden atmadık, çimento harçlı sıvaların altında gizlenmiş özgün izleri görünür hale getirdik. Restorasyonda zaten budur…

AĞA CAMİİ RESTORASYONU TARTIŞMALARINDA BİLİMSEL GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLDÜ

Peki sizce bu türden tartışmalar niye ortaya atılıyor?

Hüseyin Ağa Cami İstanbul’un kalbi olan Taksim’in simgelerinden biridir. 1940’lı yıllardan beri insanların gördüğü bir yüzü vardı Hüseyin Ağa Camii’nin bu restorasyon ile bu yüz değişti. İnsanlar şaşırdı ve tam araştırılmadan, nedenini niçinini bilmeden talihsiz tartışmalar yapıldı.

Bizler de sizler gibi kültür sanat ve estetik değerlere önem atfeden ve at gözlüğü takmayan gazetecilerin yardımı ile Hüseyin Ağa Camii’nin özgün yüzüne kavuştuğunu anlatmaya çalışıyoruz ve anlatacağız da… Ama bir yandan da üzülmüyor değiliz çünkü gerçekten bilimsel araştırma ve yöntemlerle yapılan bir uygulamanın, bizlere sorularak tartışılacaksa tartışılması gerekliliğine inanıyoruz. Maalesef tartışmalar hakikatin üzeri örtülerek, bilimsel gerçekler çarpıtılarak yapılıyor.

Erdemli gazetecilik çünkü böyle bir şeyi gerektirir. Bize Ağa Camii’nde neler yaptığımızı, neler yapmadığımızısorabilirlerdi.

TARİHİ CAMİLERİN KORUNMASINDA DİN ADAMLARINA BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR

Camiinin bu haliyle kuşaklar sonrasına miras kalması için nasıl bir koruma/bakım sağlanmalıdır?

Ülkemizde yapılan restorasyon uygulamalarından sonra restore edilen eser yine kendi kaderi ile başbaşa kalmaktadır. Biz, alandan çıktığımız anda yapının tarihe mâl olduğu unutulmakta, işlevler ön plana çıkmaktadır.

Burada en önemli görev camideki din görevlilerine düşmektedir. Cemaate yapının tarihi değeri anlatılmalı ve ona göre yaklaşmaları sağlanmalıdır.

Ağa Camii’nde yapılacak en ufak bir müdahalede İstanbul Vakıflar I. Bölge Müdürlüğü’ne, İlgili Koruma Kurullarına başvurulmalı, yapılacak müdahaleler restorasyon ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü

 

Prof. Dr. Feridun Çılı ile Hüseyin Ağa Camii üzerine

Mülakat: İbrahim Ethem Gören

Prof. Dr. Feridun Çılı ile içinden Beyoğlu Hüseyin Ağa Camii geçen bir sohbet…

1-Ağa Camii restorasyonunu genel anlamda değerlendirir misiniz?

Ağa Cami restorasyonu, çatısı olduğu gibi çökme tehlikesinde olan bir yapının yoktan var edilmesidir. 

2-Binada hangi türden hasarlar vardı?

Caminin çatısını oluşturan iki tonozda aralığı 15cm~20cm’ye ulaşan ve yarılma da denilebilecek iki adet diyagonal çatlağa ek olarak tüm cephe duvarlarında, minarede ve avluda çeşitli açıklıklarda sistematik çatlak oluşumu bulunuyordu.

3-Bahsettiğiniz hasarlara nasıl müdahale edildi?

En önemli çatlak/ayrılma denilebilecek tonoz çatlaklarının daha fazla açılmasına izin vermemek amacı ile tonozlara dik doğrultuda dört adet ön gerilmeli gergi düzenlendi. Benzer gergiler, yapının bütünlüğünü korumak amacı ile tonozlara paralel doğrultuda da yerleştirildi. Gergilerde paslanmaz çelik kullanıldı. Yapının bütünlüğünü ve kararlılığını sürdürebilmek için cephe duvarlarının en üst kotunda yine paslanmaz çelikten bir hatıl sistemi düzenlendi. Yapıdaki diğer tüm çatlaklar genişliklerine bağlı olarak değişik şekillerde onarıldı.

4-Binanın sıvalarını sökerken sürprizlerle karşılaştınız mı?

Gayet tabii. Bu aşamada yapıya daha önceki dönemlerde yapılmış tüm müdahaleler görüldü. Bunların bir bölümü günümüz restorasyon ilkeleri ile uyuşmadığı için değiştirildi/kaldırıldı.

5-Binanın cephelerinde mühür gibi yuvarlak metal parçaları duruyor. Bunlar ne işe yarar?

Bunlar, tonozlara paralel ve dik doğrultuda düzenlenmiş gergilerin sabitleme/ankraj plakalarıdır. 

6-Mimar Koray Gümüş Zaman Gazetesi’ne verdiği bir mülakatta Ağa Camii’nin dışarıdan bakıldığında yapının üzerindeki çok katmanlı tarihsel dönemlerin izlerini taşıyan müdahalelerin kazınarak homojen bir hale dönüştürüldüğü ve camiinin 2013 model bir bina olduğunu söylüyor… Bu hususta sizin kanaatleriniz nelerdir?

Kesinlikle katılmıyorum, daha doğrusu yapının tarihi ve hasar durumu hakkında hiç bir bilgisi olmayan insanların fikir belirtmesini gereksiz buluyorum. Yoldan geçerken bakılınca tonozların göçmenin eşiğinde olduğu görülemez. Dahası, bu restorasyon, kurullarca da onanmış bir restorasyon projesi kapsamında ve bir bilim heyetinin gözetiminde yapıldı. Yapılan, bu emeğe saygısızlıktır. 

7-Camiinin eski fotoğraflarına baktığımıza tonozlarda ciddi çatlak ve yarıklar olduğunu görüyoruz. Bunlar nasıl tamir edildi? Yapılan işlem bilimsel açıdan doğru mudur?

Bu sorunun yanıtı 3.soruda var. Yapılan müdahale bilimsel açıdan doğrudur. Daha iyi bir yöntem bulunduğunda yapılan müdahale bir gün içinde kaldırılabilecek kadar basittir. 

8-Camiinin eski fotoğraflarına baktığımızda kolonların daha büyük ve heybetli olduğu görülüyor. Şu anki durumda kolonların ince ve narin olduğunu görüyoruz. Bu camiinin statiği açısından tehlike oluşturur mu?

Hayır oluşturmaz. Camide mihrap cephesine yakın tuğla ayakların üzerinde kalınlığı 20cm~25cm’ye varan çok az donatılı kalitesiz betonla oluşturulmuş betonarme mantolar bulunmaktaydı. Bu tabaka tamamen alınarak yerine çelik köşebentler ve etriye gibi çalışan ön gerilmeli çubuklarla oluşturulmuş çelik manto konuldu. Çelik manto, tuğla ayağın üst kotlarında kapatılmayarak görünür halde bırakıldı.

9-Sizce restorasyonla yeniden inşa projeleri arasında nasıl bir denge sağlanmalıdır? Bu denge Ağa Camii örneğinde nasıl korunmuştur?

Ağa camide tapılan işin adı “restorasyon” olup yapıda korunması gereken ya da korunabilecek tüm öğeler korunmuştur. Yeniden yapım ise, laftan da anlaşılacağı üzere “yeniden yapım”dır.  Bu iki kavramı karıştıranların eleştirisine kulak asmamak gerekir. 

10-“Ağa Camii 16. Yüzyıla ait anonim bir yapı hüviyetine dönüşmüştür” iddiası hakkında neler söylemek istersiniz?

Cami gerektiği şekilde restore edilmiş ve güçlendirilmiştir. Gerisi boş laftır…