Etiket arşivi: Serdar ÇAM

Hasret burcunda bir Osmanlı eseri: Manastır İshak Çelebi Camii

Hasret burcunda bir Osmanlı eseri: Manastır İshak Çelebi Camii
Hasret burcunda bir Osmanlı eseri: Manastır İshak Çelebi Camii

16’ıncı yüzyılda inşa edilen İshak Çelebi Camii tekrar cemaatine kavuşuyor.

İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni

Manastır İshak Çelebi Camii, Osmanlı Cihan Devleti’nin Balkanlar’da inşa ettiği en büyük camilerden biri. 16’ncı yüzyıl Osmanlı mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan cami, TİKA’nın desteğiyle restore edildi.

Kadim eser, Osmanlı padişahları tarafından da zaman zaman ziyaret edilen kadim esere Sultan Reşad’ın gubari hat çeşidiyle bir levhayı bizzat astığı ve Sultan Abdülhamid Han’ın camii dört defa ziyaret ettiği bilinmektedir.

Restorasyon uzmanı Erhan Uludağ ile Manastır İshak Çelebi Camii’nin restorasyonu özelinde bir mülakat yaptık.

İbrahim Ethem Gören: Erhan Bey, evvelemirde camiinin banisi İshak Çelebi’den bahseder misiniz? Hakkında ne tür bilgiler mevcut?

Erhan Uludağ: Külliyenin kurucusu ve aynı zamanda şimdi harabe halindeki İshak Fakih Camii’nin de banisi olan İshak Fakih’in oğlu İshak Çelebi’dir. İshak Çelebi önce Manastır, daha sonra Selanik kadısıdır.

Camiinin inşası hangi zaman dilimine tarihleniyor? Bir tarih kitabesi var mı?

Giriş kapısı üzerinde yer alan dört satır halindeki Sülüs karakterle yazılmış Arapça inşa kitabesine cami, II. Bayezid devrinde, H. 912/ M. 1506 yılında, İsa Fakih’in oğlu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır.

Osmanlı döneminde şehir merkezlerindeki camiler umumiyetle külliye şeklinde inşa ediliyordu. Bu bağlamda İshak Çelebi Külliyesi’nden geriye neler kalmış?

Maalesef sadece cami kalmıştır.

BALKANLARDAKİ EN BÜYÜK OSMANLI ESERLERİNDEN BİRİ

Osmanlı asırlarında külliyenin gederleri nasıl karşılanmış. Bir vakıf, vakfiye söz konusu mu?

Vakfiyenin tamamı elimizde değildir, kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Ancak vakıf eserlerinin tekrardan vakıf hizmetine alınabilmesi için Makedonya İslam Birliği ve Manastır özelinde de Manastır Müftülüğü gayret sarf etmektedir.

Camiinin teknik özelliklerinden bahseder misiniz?

Cami, içten içe 14.60 mx14.60 m. ebatlarında kare planlı harim kısmı ile kuzey cephesine bitişik konumlanmış 10.50 m.x 27.30 m. ebatlarında dikdörtgen planlı son cemaat bölümünden oluşmaktadır.

Son cemaat bölümünün harim duvarı hizasındaki ilk bölümü 3 adet kubbe ile örtülürken diğer kısımları kırma çatı ile geçilmiştir. Kagir sistemde yapılan caminin son cemaat kubbeleri geç dönemde ahşap olarak yapılmıştır. Uygulamada son cemaat kubbeleri özgününe uygun olarak tuğladan, kagir sistemden yeniden yapılmıştır. Kubbeleri taşıyan özgün mermer sütunlardan bir tanesi günümüze ulaşabilmiş, diğerleri kubbeler ahşap olarak yapıldığı geç dönemde ahşaptan yapılmıştır. Proje kapsamında bu sütunlarda özgün sütun özelliğine göre mermerden yapılmıştır.

Harim cepheleri almaşık örgü sistemine sahiptir. Bir sıra kaba yonu veya moloz taş, 3 sıra tuğla taştan düzenlenmiştir. Taş sırası düşey aralarında da dik yönde tuğlalarda yerleştirilmiştir. Minare kürsü ve pabucu da kaba yonu taş ve tuğla hatıl sırasından yapılmıştır. Gövde ve petek kısmı da kesme taştır. Minare şerefe altı stalaktitli olup estetik bir görünüşe sahiptir. Son cemaat bölümü 19. yüzyılda kapatıldığından cepheleri o dönemin mimarisine uygun olarak sıvalıdır.

Cami geride kalan asırlarda restorasyondan geçmiş mi?

Cami’nin, inşa edildiği zamandan bugüne pek çok kez onarım gördüğü hem yapının mimari ve hem de bezeme özelliklerinden anlaşılmaktadır. Özellikle son cemaat yerine yapılan ilave bölümler ile iç duvar ve kubbe yüzeylerinde bulunan kalemişi bezemelerdeki üslup-renk farklılıkları, onarıma ilişkin en somut veriler arasındadır. Eldeki bilgilerden hareketle Cami’nin, 1890, 1910-1911, 1959, 1963, 1980, 2003, 2005, 2014 yıllarında müdahale gördüğü ve bazı kısımlarının elden geçirildiği düşünülmektedir. Ancak, bu onarımlarda yapının hangi kısımlarının onarıldığı/yenilendiği konusunda arşivlerde yeterli bilgi-belge bulunmamaktadır. Ancak, son cemaat mahalline ilave yapıldığı, kadınlar mahfilinin düzenlendiği, minarenin onarıldığı, kalemişi bezemelerin bakım ve onarımlarının yapıldığı araştırmalar sonucunda saptanmıştır.

BALKAN HARBİ YILLARINDA MEZAR KİTABELERİ KALDIRIM TAŞI OLARAK KULLANILMIŞTIR

Siz restorasyona başladığınızda tarihi ibadethanenin genel görüntüsü nasıldı?

Maalesef cami bakımsız ve kötü durumda idi. Harimde ve son cemaat duvarlarında çok ciddi rutubet sorunu vardı. Harim ana kubbede 1. Dünya Savaşı’nda düşen havan topunun geldiği bölüm hasarlı bir şekilde idi. Harim minber, mihrap, vaiz kürsüsü, pencere kepenkleri yağlı boya ile özgün olmayan şeklide boyalı idi. Harimin kadınlar mahfili ahşapları kötü durumda idi. Harim cepheleri boyalı idi ve çoğu dökülmüştü. Harim pencere doğramaları çürümüştü ve kötü durumda idi. Son cemaat sağ ve sol cephelerdeki kadınlar mahfili kısımları yerinde değildi. Son cemaat yeri çatı karkasında ciddi sehim oluşmuştu, çatı örtüsü kötü durumda idi. Son cemaat kuzey duvarı kalemişlerinin büyük bir bölümü boya ile kapatılmıştı. Son cemaat pencere ve kapı doğramaları çürümüştü ve kötü durumda idi. Son cemaat ve harime ekli gasilhanenin bulunduğu ek bina yapının mimari karakterini bozmakta idi. En acısı da hazire taşlarının sökülerek yapı çevresinde kaldırım taşı olarak kullanılmış olması idi.

MANASTIR HALKI CAMİİNİN BİR AN ÖNCE İBADETE AÇILMASINI BEKLİYOR

Restorasyona Manastırlılar ne türden tepkiler verdi?

Restorasyon sonrasında camimizin görkemi ve ihtişamı kat ve kat artmış; Manastırlılar da bu güzellik karşısında tebriklerini, mutluluklarını ifade etmişlerdir ve etmektedirler. Bir an evvel ibadete açılmasını istemektedirler.

Camide yaptığınız hizmetleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Camide statik ve mimari uygulamalarımız olmuştur. Taşıyıcı sistem olarak yapı cephelerinde belli kotlarda karbon çubuk uygulaması yapılmıştır. Harim ana kubbesinde eteklerden başlamak üzere belli bir kota kadar karbon elyaf uygulaması yapılmıştır. Son cemaat kuzey cephesi ile kasnak duvarlarındaki çatlaklara dikiş atılmış ve enjeksiyon uygulaması yapılmıştır.

Mimari olarak ise özgün olmayan ahşap karkaslı son cemaat kubbe ve sütunlar sökülmüş, yerine özgününe uygun malzeme ve yapım tekniğine göre yeniden yapılmıştır. Sütunlar mermer, kubbeler tuğladan yapılmıştır. Son cemaati örten kırma çatı ahşap karkası, çatı örtüsü, tavan kaplaması yeni yapılmıştır. Son cemaatteki iki adet ahşap kadınlar mahfili, ahşap döşemesi, üç adet giriş kapısı özgününe uygun olarak yapılmıştır. Cephe sıvaları, kırık olan taş pencere söveleri özgün malzeme özelliklerine göre yapılmıştır. Son cemaat ve harimdeki özgün olmayan ve kötü durumdaki tüm pencereler özgününe uygun olarak yenilenmiştir. Harimdeki kadınlar mahfili öncelikle boya raspası yapılmış,çürüyen ahşap korkuluk, ahşap döşeme karkasları, küpeşte ve tavan kaplamları sökülmüş, yerine özgün detayına uygun olarak tamamlamalar yapılmıştır.

Harim özgün olmayan döşemesi sökülerek 1. sınıf çam malzemeden ahşap döşeme yapılmıştır. 16. yüzyıldan günümüze ulaşan ceviz ağacından yapılmış pencere kepenkleri ile harim ahşap kapısı boya raspası yapılmış, çürüyen bölümleri özgün ahşap malzemesine uygun olarak değiştirilmiş ve korunarak yerine takılmıştır. Minber, vaiz kürsüsü ve mihraptaki özgün olmayan boyalar raspa edilmiş, özgününde varak olan kısımlar tespit edilerek özgününe uygun olarak restorasyonları tamamlanmıştır. Harim ve son cemaat kuzey duvarındaki kalemişleri için itinalı kalemişi raspası yapılmış, özgün dönem tespit edilip projelendirilmiştir. Özgün kalem işi canlandırma dediğimiz yöntemle restore edilmiş, özgününe uygun duruma getirilmiştir.

Camide ısıtma sistemi olarak elektrikli halı kullanılmıştır.

Minarenin şerefe altında bozulan mukarnaslı geçiş onarılmış, yok olan kesme taşlar çürütülerek tümlenmiştir.

Açılış ne zaman?

Sayın Cumhurbaşkanımız “Seçimlerden sonra açarız” demişlerdi ancak şu anki duruma göre resmi açılış ne zaman olur bilmem. Bütün İslam âleminde olduğu gibi Makedonya Müslümanları da Sayın Cumhurbaşkanımıza olan muhabbetlerinden dolayı O’nu hasretle bekliyorlar.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Ecdadın 16. yüzyılda yapmış olduğu ve Balkanların en büyük camilerinden olan İshak Çelebi Caminin restorasyonunu yapmak, gelecek kuşaklara doğru bir restorasyon ile bu eserimizi bırakmak onuru ve gururu içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Manastır’daki Müslüman kardeşlerimize daha uzun süreler ibadet edebilecekleri bu güzel eseri restore etmekten sevinç duymaktayız. Bu restorasyon ile atalarımızın eseri yüzyıllar boyunca ayakta kalacak ve gelecek kuşaklara aktarılacaktır.

KAYNAK: DÜNYA BÜLTENİ