Etiket arşivi: Oğuz Ceylan

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü

Yüksek Mimar Uludağ: Ağa Camii tartışmalarında bilimsel gerçeklerin üzeri örtüldü

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü (Foto-Galeri)

SON DEVİR-İbrahim Ethem Gören

Beyoğlu’nun simgelerinden Hüseyin Ağa Camii restore edilerek Şubat ayında ibadete açılmıştı. Ağa Camii, iki yıllık restorasyon sürecinin ardından 14 Şubat Cuma günü cemaatiyle buluşmuş, Cuma namazı öncesinde yapılan törende Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ibadethanenin kurdelesini kesmişti…

M. 1594 yılında Galatasaray Ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılan İstiklal Caddesi’ndeki Hüseyin Ağa Camii 400 yılı aşkın geçmişiyle Beyoğlu silüetinde önemli bir yer edinmişti.

Halk arasında Ağa Camii olarak bilinen 420 yıllık geçmişe sahip Osmanlı dini mimari eseri, 1999 yılındaki Gölcük depreminde hasar görmüş, ardından kontrollü olarak ibadete açık tutulmuştu.

Cami yıkılma riskiyle karşı karşıya kalınca restore edilmişti. Geride kalan bir aylık süre zarfında Ağa Camii restorasyonu gündemde tutulma gayretine girildi. Hükümetle hesabı olanlar sanat, estetik ve mimari çalışmalara da gölge düşürecek yayınlar yaptı.

Bu bağlamda yapının üzerindeki çok katmanlı tarihsel dönemlerin izlerini taşıyan müdahalelerin kazınarak homojen bir hale dönüştürüldüğü, camiinin anonim bir 16. Yüzyıl eseri haline dönüştürüldüğü ve Ağa Camii’nin 2013 model bir yapı haline getirildiği iddia edildi…

Ağa Camii’nde konuyla ilgili olarak tarihi eser ve restorasyon uzmanı yüksek Mimar Sevilay Uludağ ile görüştük

İbrahim Ethem Gören: Sevilay Hanım, Ağa Camii mimarisinin Beyoğlu, Taksim ve bir adım öte İstanbul için önemi hakkında neler söylemek istersiniz?

Sevilay Uludağ: Osmanlının her döneminde özellikle ticaretin canlandığı 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren İstiklal Caddesi yerleşim olarak İstanbul’un kalbi, merkezi olmuştur. İstiklal Caddesi, Beyoğlu, gayrimüslim ve Müslümanların yüzyıllardan beri birlikte yaşadığı kültür ve ticaret  merkezidir. İstiklal Caddesi farklı dinlere mensup vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı bir mekândır ve Hüseyin Ağa Camii de buradaki tek cami olmasından dolayı önemli bir yapıdır. Ağa Camii Beyoğlu için ve İstanbul için bir simgedir.

Ağa Camii’nde hangi sebeplerle restorasyon yapılması gündeme geldi?

İstiklal Caddesi üzerinde günümüze ulaşan önemli kültür varlıklarımızdan olan Hüseyin Ağa Camii restorasyonu harim tonozundaki çatlaklar nedeni ile gündeme gelmiştir. Ancak bu sadece nedenlerden biridir.

Bu konuyla ilgili tarihi belgeler ne diyor?

Çok şey… Eski belgelerde görüldüğü üzere Ağa Camii’nin restorasyon öncesindeki durumu yapının özgün cephe ve plan şemasından oldukça uzakta idi. Cami, özgün özelliğini kaybetmişti. Yapılan araştırmalar sonucunda doğru verilere dayandırılarak hazırlanan restitsüyon ve restorasyon projelerinin yine doğru bir şekilde uygulamasının yapılması ile cami özgün mimarisine kavuşmuştur.

Camiinin restorasyon öncesindeki genel durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Cami her ne kadar dışarıdan iyi durumda gözüküyor idiyse de, projelerini hazırlamaya başladığımızda bünyesinde birçok sıkıntının mevcudiyetini tespit ettik. Pencerelerin ahşap doğramalarında çürümeler vardı. Tepe pencerelerinin durumu kötüydü. Alçılarında kırılmalar ve bozulmalar vardı. Minber ve vaaz kürsüsü yapının mimarisi ile uyuşmuyordu. Ahşap korkuluklarında doğramalarda olduğu gibi çürümeler vardı. Duvarlarında çatlaklar, tonozunda daha ciddi çatlaklar vardı. Kadınlar mahfili döşemesi betonarme idi ve sağlıklı değildi.

AĞA CAMİİ ÖZGÜN YÜZÜNE KAVUŞMUŞTUR

Restorasyon süreci nasıl ilerledi?

Restorasyon projeleri ve uygulaması Bilim Kurulu danışmanlığında ilerlemiştir. Özellikle uygulama sürecinde en az 2 haftada bir, alanda kontrollerimizle ve bilim kurulumuzla toplantılar yapılmak sureti ile imalatlar kontrol edilmiş, böylelikle uygulamaya yön verilmiştir.

Çimento harçlı sıvaların yapıdan uzaklaştırılmaya başlamasından kısa bir süre sonra özellikle son cemaat yerinin duvarlarında proje ve belgeleri doğrulayan pencere yerlerinin çıkması, yapılan restorasyonun doğru yöntem ve belgelemelerle yapıldığını gösteren en önemli tespit olmuştur.

Aynı şekilde saçaklardaki dendanların betondan yapıldığı ve özgün olmadığının tespit edilmesi, mihrap nişinin yine çimento harçlı tuğla ile değiştirildiğinin tespit edilmesi restorasyonun doğru bir şekilde yapıldığını gösteren tespitler olmuştu.

Restorasyon sürecinde kontrolör olarak İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve İstanbul’daki teknik üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan bağımsız bilim kurulu Ağa Camii restorasyonunu özverili şekilde denetlemiştir. Tüm çalışmalar uygulamada kullanılan yöntemler, teknikler bilimsel şekilde yapılmıştır.

Eleştiri bu süreç içinde ve sonrasında da olmuştur. Bizler açıkçası böyle eleştirileri bekliyorduk çünkü Ağa Camii bugüne kadar özgün olmayan yüzü ile İstiklal’deydi ve insanlar bunu görmeye alışmıştı.

Son yapılan restorasyon ile Ağa Cami özgün yüzüne kavuşmuştur. Bilinmesi gereken en önemli nokta restorasyonun sırf olabilecek eleştirilerden kaçarak restorasyon ilkelerine uymayan bir yöntemle yapılmayıp tamamen yapıyı özgün kimliğine kavuşturmak için bilimsel yöntemlerle yapılmış olmasıdır.

AĞA CAMİİ 1930’LU YILLARDA YAPILAN RESTORASYONLA ÖZGÜNLÜĞÜNÜ KAYBETMİŞTİ

Maalesef şunu belirtmeliyiz ki 1930’lu yıllarda yapılan restorasyon ile yapı büyük ölçüde özgünlüğünü kaybetmiştir. Yapının duvarları, çatı saçak bölümleri, harime bakan kolonlarının etrafı, kadınlar mahfil döşemesi betonarmeye çevrilmiş, formları değiştirilmiştir.

Camiinin tarihi dokusunun korunması için neler yapıldı?

Az önce de bahsettiğim üzere yapıdaki raspalar elimizdeki arşiv belgeleri ile tamamen örtüşmüştür. Eski harita belgesi Alman Mavilerindeki kontürü ile de örtüşmüştür.

Bu belgeler ve izler doğrultusunda uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Minaresi, külah ve şerefe alt kısmı tamamen eski fotoğraf belgelerine göre yapılmıştır. Pabuç kısmının çimento harç ve tuğla dolgularla değiştirildiği tespit edilmiş, bu dolgular alınarak taş ile bu kısımlar aslına uygun yapılmıştır.

Son cemaat önündeki betonarme giriş muhdes olduğundan alınmış, cami cepheleri özgün haline kavuşmuştur. Son cemaat yerinin yüksek pencereleri arşiv belgeleri ve raspa sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre doğru bir şekilde restore edilmiştir.

Yapılan restorasyon ile yapı özgün dış duvar örgü sistemine kadar sıvalarından soyulmuş, çıkan verilere göre rstorasyonu yapılmıştır. Yapıda harim pencere sistemi aynen korunmuştur. Tepe alçı pencereleri onarılarak korunmuştur. Yapı içindeki kalem işleri de büyük ölçüde korunmuştur.

Cami tarihi izleri barındırmaya devam ediyor mu?

Tabiii ki… Biz camideki özgün olmayan pencere ve mihrap gibi değiştirilmiş elemanları restore ettik. Yapıyı yıkmadık, yeniden yapmadık. Cami kendisi tamamen tarihidir. Günümüze kadar yapılan yanlış uygulamalar ile kaybettiği, yitirdiği değerlerine bu restorasyon uygulaması ile kavuşmuştur. Zaten yapıda sıva altında bugün yapılan restorasyona ışık tutan tüm izler duruyordu, sadece bu restorasyonla bu izler gün ışığına çıkarıldı.

Ağa Camii’ndeki çalışmalar “Müteahhitlik ürünü” yakıştırmasını hak ediyor mu?

Kesinlikle hayır. Yapılan tüm uygulamalar restorasyon ilkelerine göre olması gerektiği gibi yapılmıştır. Camide kullanıla ahşap elemanlar eleştiri konusu yapıldı. Ahşap elemanların tamamı birinci sınıf malzemedir.

Empreyenlenmiş, fırınlanmıştır. Yapılan güçlendirmelerin tamamı paslanmaz demir ile yapılmıştır. Sıvalar laboratuar sonuçlarında verilen özgün horasan karışım harcı ile yapılmıştır. Kullanılan taşlar küfegi taşıdır.

Özgününe uygun olarak alana getirilmiştir. Kalem işleri tezyinat sıvası üzerine olması gerektiği gibi yapılmıştır. Böyle bir çalışma müteahhitlik ürünü olamaz. Zaten hiçbir restorasyon müteahhitlik ürünü olamaz ve olmamalıdır.

Tarihimizin en önemli değerleri olan taşınmaz kültür varlıklarına bir çivi dahi düşünmeden, bilinçsizce çakılamaz, bu yapılara yapılacak her hangi bir yanlış müdahalenin geri dönüşü olmayacağından tüm ekibimiz tüm dikkati ve enerjisi ile alanda çalışmalarını yapmıştır.

Camide rekontrüskiyon çalışması yapıldığına dair iddialar var? Böyle bir çalışma yapıldı mı? Ağa Camii’nde restorasyon projesi mi yeniden inşa projesi mi yapılmıştır?

Yeniden inşaa, rekonstrüksiyon; adından da anlaşılacağı gibi olmayan bir yapının ya da statik açıdan yıkılarak yapılması ön görülen yapıların yapılmasıdır. Biz Hüseyin Ağa Camii’ni yıkmadık, temelini yeniden atmadık, çimento harçlı sıvaların altında gizlenmiş özgün izleri görünür hale getirdik. Restorasyonda zaten budur…

AĞA CAMİİ RESTORASYONU TARTIŞMALARINDA BİLİMSEL GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLDÜ

Peki sizce bu türden tartışmalar niye ortaya atılıyor?

Hüseyin Ağa Cami İstanbul’un kalbi olan Taksim’in simgelerinden biridir. 1940’lı yıllardan beri insanların gördüğü bir yüzü vardı Hüseyin Ağa Camii’nin bu restorasyon ile bu yüz değişti. İnsanlar şaşırdı ve tam araştırılmadan, nedenini niçinini bilmeden talihsiz tartışmalar yapıldı.

Bizler de sizler gibi kültür sanat ve estetik değerlere önem atfeden ve at gözlüğü takmayan gazetecilerin yardımı ile Hüseyin Ağa Camii’nin özgün yüzüne kavuştuğunu anlatmaya çalışıyoruz ve anlatacağız da… Ama bir yandan da üzülmüyor değiliz çünkü gerçekten bilimsel araştırma ve yöntemlerle yapılan bir uygulamanın, bizlere sorularak tartışılacaksa tartışılması gerekliliğine inanıyoruz. Maalesef tartışmalar hakikatin üzeri örtülerek, bilimsel gerçekler çarpıtılarak yapılıyor.

Erdemli gazetecilik çünkü böyle bir şeyi gerektirir. Bize Ağa Camii’nde neler yaptığımızı, neler yapmadığımızısorabilirlerdi.

TARİHİ CAMİLERİN KORUNMASINDA DİN ADAMLARINA BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR

Camiinin bu haliyle kuşaklar sonrasına miras kalması için nasıl bir koruma/bakım sağlanmalıdır?

Ülkemizde yapılan restorasyon uygulamalarından sonra restore edilen eser yine kendi kaderi ile başbaşa kalmaktadır. Biz, alandan çıktığımız anda yapının tarihe mâl olduğu unutulmakta, işlevler ön plana çıkmaktadır.

Burada en önemli görev camideki din görevlilerine düşmektedir. Cemaate yapının tarihi değeri anlatılmalı ve ona göre yaklaşmaları sağlanmalıdır.

Ağa Camii’nde yapılacak en ufak bir müdahalede İstanbul Vakıflar I. Bölge Müdürlüğü’ne, İlgili Koruma Kurullarına başvurulmalı, yapılacak müdahaleler restorasyon ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.

Ağa Camii de gerçeklerin üzeri örtüldü

 

Hüseyin Ağa Camii Restorasyonu Hakkında Zaruri İzahat

HÜSEYİN AĞA CAMİ RESTORASYONU

Restorasyon uygulamasına geçmeden önce yapılan araştırma ve belgeleme çalışmaları (tarihi, estetik ve teknik yönden yapının incelenmesi, rölövesinin ve bozulma nedenlerinin saptanması, yapının dönemlerinin belirlenerek restitüsyon projelerinin hazırlanması) yapının ayrıntılı olarak tanımlanmasını sağlar. Restorasyon projesi tüm bu araştırma, belgeleme sonucunda hazırlanarak ilgili Koruma Kurulu Onayına sunulur. Hiç bir Restorasyon uygulamasına ilgili Koruma Kurulu onayı alınmaksızın başlanılamaz.

Tescilli eski eser yapılar ilk yapıldıkları dönemden günümüze ulaşıncaya kadar doğru ve yanlış bir çok onarım müdahalesi geçirir. Yapıya yapılan yanlış müdahaleler ( yanlış malzeme kullanımı, müdahaleden kaynaklı strüktürel bozulma, yapının görsel estetiğini, mimarisini bozacak uygun olmayan ekler..vb. )  koruma kuralları açısından tescilli kültür varlığından uzaklaştırılmalı, yapı belgelenebilen dönemine uygun olarak restore edilmelidir.

Beyoğlu, Hüseyin Ağa Cami’nin restorasyonu,  hem projelendirme hem de uygulama sürecinde yukarıda açıklanan kriterlere uygun bir şekilde bilimsel çalışmalar sonucunda yapılmış ve bitirilmiştir.

Hüseyin Ağa Cami, 1594 yılında Galatasaray Ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Günümüze ulaşıncaya kadar özgün halini kaybeden yapının araştırmalar doğrultusunda tespit edilen 3 farklı dönemi vardır. Yapının I. Dönemi 16. Yüzyıl, II. Dönemi 1834, III. Dönemi 1939 yılıdır.

Yapının restorasyon projesi İstanbul II.Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 21.09.2011 tarih ve 21 sayılı karar ile onaylanmıştır. Onaylanan restorasyon projesi görsel belgelere dayandırılarak hazırlanan 2. Dönem restitüsyon projesine göre hazırlanmıştır. Kurul kararı ile onaylı restorasyon projesinin uygulanması sırasında ortaya çıkan veriler doğrultusunda hazırlanan restorasyon tadilat projesi ise İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 03.04.2013 tarih ve 1234 sayılı karar ile onaylanmıştır. Uygulama sürecinde bilim kurulu kurulmuştur. Bilim kurulunda Prof.Dr.Oğuz Ceylan ile Prof.Dr. Feridun Çılı beyler bulunmuştur.

14.02.2014 tarihinde Yeni Akit Gazetesinde yer alan cami restorasyonunda yapılan yanlışlıklar konulu yazı hiçbir şekilde doğruyu yansıtmamaktadır. Gazetede belirtilen konularla ilgili olarak;

1-Yapı  günümüze gelinceye kadar bir çok onarımdan geçmiştir. Araştırma sürecinde 1939 yılı onarım öncesi çekilen fotoğraflara ulaşılmıştır. Fotoğraflar doğrultusunda projeler hazırlanmıştır. Belgeler dikkatli bir şekilde incelendiğinde, son cemaat pencere düzeninin 1939 senesinde yapılan onarımda tamamen değiştirildiği, minarenin külah, petek, şerefe kısımlarının yeniden yapıldığı, saçak kısımlarında olmadığı halde motifli işlemelerin yapıldığı, güneydoğu cephesinde mihrap çıkıntısı olmadığı ancak 1939 yılından sonra bu bölümün eklendiği, mihrap nişi üzerindeki yuvarlak tepe penceresinin kapatıldığı tespit edilmiştir.

IMG_0977

1939 da ve sonrasında yapılan tüm müdahalelerde ortalama 10 cm. kalınlığında çimento harçlı sıva ve demirli beton uygulaması yapıldığı tespit edilmiştir.  Ayrıca 1914-1915 senesi Alman Mavilerinde dahi olmayan son cemaat önüne yapılan betonarme kısmında özgün olmadığı görülmüştür. Tüm bu müdahaleleri dönem eki olarak kabul etmek yapıya, tarihe, mimariye  yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.  Ayrıca Uluslar arası kabul gören Venedik Tüzüğü’ nün 9,10,11,12 ve 13. Maddelerinde yapılacak onarımların özgün malzeme ile yapılması gerektiği vurgulanırken özgün malzemesi bilinen bir tescilli eserde betonarme olan eklerin korunması doğru değildir. Uygulamada tüm çimento harçlı ve demirli beton müdahaleler alınmış, özgün horasan harç ile sıvalar yenilenmiştir.

IMG_0979

Fotoğraflarda da görüldüğü gibi demirli beton olan kısımlar, üzerindeki kütahya çini kaplamalar özgün yani tarihi, estetik değeri olmayan 1939 yılı onarımda eklenen ögelerdir. Bu nedenle belgeleri ile ispatlanan kötü müdahaleler, ilgili koruma kurulunca da onaylanan projeler doğrultusunda kaldırılmış, bu bölümler özün horasan harç ile sıvanmıştır.

Restorasyon sonrası fotoğraf-1
Restorasyon sonrası fotoğraf-1

Kolonlar özgün ebatlarına ve formuna restorasyon sonucunda kavuşmuştur. Geç dönemde yapılan ve caminin özgününde olmayan, karakterine uymayan çini kaplamalarda ilgili koruma kurulu onayı ile kaldırılmıştır.

2- 1914-1915 yıllarına ait Alman Mavi haritasında ve 1939 yılı onarım öncesi eski fotoğraf belgelerinde, 1939 sonrasında yapıya yapılan müdahaleler de eklenen son cemaat önündeki ek betonarme giriş kısmının olmadığı görülmektedir. Aynı belgede cepheden dışarıya doğru çıkma yapan restorasyon öncesindeki mihrap nişinin olmaması mihrap nişinin, niş içerisindeki mukarnas tenzinatlı mihrabın özgün olmadığını gösteren belgelerdir. Bu belgeler dışında raspa işleminde harçların ve mukarnas tenzinatının çimento harçlı sıva ile yapılmış olmasıda bu belgeleri desteklemiştir. Raspa sonucunda özgün mihrap yayıda ortaya çıkarılmıştır. Tüm bu belgeler doğrultusunda mihrap özgün formuna uygun olarak restore edilmiştir.

1914-1915 Alman Mavi haritası   (belge-1)
1914-1915 Alman Mavi haritası (belge-1)

 

2012 yılı restorasyon öncesi fotoğraf -2
2012 yılı restorasyon öncesi fotoğraf -2

 

1939 yılındaki restorasyon öncesi çekilen Encümen Arşivinden alınan eski fotoğraf , bu belgede de mihrap nişinin çıkmadığı görülmektedir (belge-2)
1939 yılındaki restorasyon öncesi çekilen Encümen Arşivinden alınan eski fotoğraf , bu belgede de mihrap nişinin çıkmadığı görülmektedir (belge-2)

 

Restorasyon öncesi foto-3
Restorasyon öncesi foto-3 Restorasyon sırasındaki foto-4

 

Restorasyon sırasında açığa çıkarılan özgün mihrap nişi foto-5
Restorasyon sırasında açığa çıkarılan özgün mihrap nişi foto-5

Raspa sonucunda mihrap nişinin özgün ebadının çimento harçlı tuğla ile değiştirildiği fotoğraf 4 de görüldüğü üzere tespit edilmiştir. Bilim kurulumuzunda onayı ile özgün

olmayan bu dolgu kısımda alındığında alt kısımda taş ve tuğla örgülü özgün mihrap nişi duvarına ulaşılmış (bkz. Foto 5), bu belgeler ile onaylı restorasyon projesinin örtüşmesi üzerine mihrap nişi projesine uygun olarak onarılmıştır (bkz.fotoğraf 7)

3-Uygulamada öncelikle restorasyon projesine uygun olarak çimento harçlı sıvalar cami cephe duvarlarından itina ile alınmıştır. Raspa işlemi sonucunda 19. Yüzyıl (koruma kuruluna sunulan II.Dönem restitüsyon) restitüsyonunun doğru kararlar üzerine yapıldığı anlaşılmıştır. Buna uygun olarak hazırlanan restorasyon projesinin de bu kararlar doğrultusunda hazırlandığı anlaşılmıştır. Çünkü projelerde özellikle elimizdeki 1938 yılındaki onarım öncesine ait fotoğraflarda görülen son cemaat pencere düzeninin doğru olduğu tespit edilmiştir (bkz. Belge 2 ve fotoğraf 6).

1938 yılı onarım öncesi çekilen fotoğrafta son cemaat penceresi görülmektedir (belge 2)
1938 yılı onarım öncesi çekilen fotoğrafta son cemaat penceresi görülmektedir (belge 2)

 

Uygulamada yapılan çimento harçlı sıva raspası sonucunda son cemaat yerinin özgün pencere ebatlarının 1938 yılındaki onarım ile değiştirildiği tespit edilmiştir (foto-6)
Uygulamada yapılan çimento harçlı sıva raspası sonucunda son cemaat yerinin özgün pencere ebatlarının 1938 yılındaki onarım ile değiştirildiği tespit edilmiştir (foto-6)

 

 

restorasyon öncesi kuzey cephesi
restorasyon öncesi kuzey cephesi

 

restorasyon sonrası belgelere ve izlere göre onarımı tamamlanan Kuzey cephesi
restorasyon sonrası belgelere ve izlere göre onarımı tamamlanan
Kuzey cephesi

 

4-Uygulama sırasında yapılan tüm pencereler en dayanıklı, sağlam ahşap cinsi olan 1. Sınıf meşeden yapılmıştır.

5-Restorasyon öncesi cami de olan minber 1939 senesi sonrası yapılan özgün niteliği olmayan bir minberdi. Caminin 2. Dönem  (19. YÜZYIL) restitüsyonuna göre onaylanan restorasyon projesin de de 19. Yüzyıl mimari dönem analizleri yapılarak aynı dönemde yapılan Harem Defterder Ağa Cami özgün minber detayı alınarak hazırlanan minber, ilgili koruma kurulunca onaylanmıştır. Tüm bu veriler, dönem analizleri ve belgeler ışığında detaylandırılan minber 1. Sınıf çam dan imal edilmiştir. Üzerindeki çiçek motifli rozetler ahşap olup özel imalat ile yapılmıştır.

Restorasyon sonrasında mihrap,minber ve vaaz kürsüsü (fotoğraf 7)
Restorasyon sonrasında mihrap,minber ve vaaz kürsüsü (fotoğraf 7)

6-Yapıda restorasyon öncesinde tespit edilen çatlaklara uygulama sürecinde İstanbul Teknik Üniversitesi Döner Sermaye İşletmeleri Yönetmeliği Uyarınca  Mi-2011-159 No.lu Proje Kapsamında ; İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık fakültesinden Prof. Dr. Feridun ÇILI ve  Prof. Dr. Oğuz Cem ÇELİK tarafından hazırlanan Taşıyıcı sistemler raporu doğrultusunda müdahale edilmiştir. Tüm müdahale uygulamaları ilgili koruma kurulunca onaylıdır.

Restorasyondaki esas amaç yapıdaki strüktürel bozulmaların mümkünse özgün yapım tekniğine göre mümkün değilse restorasyonun yapıldığı döneme ait modern yapım malzemeleri ile onarılmasıdır. Cami restorasyonu koruma ilkelerine göre yapılmıştır.

Restorasyon öncesinde yapıda gözle görülebilen çatlaklar Fotoğraf 8
Restorasyon öncesinde yapıda gözle görülebilen çatlaklar Fotoğraf 8
Restorasyon öncesinde yapıda gözle görülebilen çatlaklar Fotoğraf 9
Restorasyon öncesinde yapıda gözle görülebilen çatlaklar Fotoğraf 9
Tüm çatlaklara İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden alınan taşıyıcı sistem raporunda yapılması istenen onarım detaylarına göre müdahale edilmiştir. Fotoğraf 10
Tüm çatlaklara İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden alınan taşıyıcı sistem raporunda yapılması istenen onarım detaylarına göre müdahale edilmiştir. Fotoğraf 10
Tüm çatlaklara İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden alınan taşıyıcı sistem raporunda yapılması istenen onarım detaylarına göre müdahale edilmiştir. Fotoğraf 11
Tüm çatlaklara İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden alınan taşıyıcı sistem raporunda yapılması istenen onarım detaylarına göre müdahale edilmiştir. Fotoğraf 11

Ayrıca yine taşıyıcı sistem raporunda ön görülen,
yapının rijitliğinin sağlanması için gergi sistemi yapılmıştır (bkz. 11,12,13)

Fotoğraf 11, harim içinde yapılan gergi elemanları
Fotoğraf 11, harim içinde yapılan gergi elemanları
Restorasyon sonrası, camide yapılan güçlendirmeler fotoğraf 12
Restorasyon sonrası, camide yapılan güçlendirmeler fotoğraf 12
Restorasyon sonrası, camide yapılan güçlendirmeler fotoğraf 13
Restorasyon sonrası, camide yapılan güçlendirmeler fotoğraf 13

7-Yapının minaresinin, petek, külah ve şerefe altı
1939 senesi onarımında değiştirilmiştir. Bunu onarım öncesinde Encümen Arşivlerinde bulunan eski fotoğraflardan belgelemekteyiz. Bu belgeler ışığında hazırlanan restorasyon projesi ilgili koruma kurulunca onaylanmış ve eski görsel belgeye göre restorasyonu yapılmıştır.

minare1 minare2 minare3

Minarede geç dönemde yapılan değişiklikler
yukarıdaki karşılaştırmalı fotoğraflarda gösterilmiştir. 1939 onarım öncesinde
minare külahı, peteği, kürsüsü farklı iken bambaşka bir mimariye çevrilmiştir.
Minare 19. Yüzyıldaki durumuna göre restore edilmiştir (fotoğraflar 14,15,16)

??????????????????????????????? ???????????????????????????????

Yapılan raspalarda minare kürsüsünün tuğla kırığı, çimento harcı ile dolgu yapılarak formunun değiştirildiği görülmüştür (fotoğraf 17,18)

Fotoğraf 19, raspa sonucunda taş sövelerin alınarak doldurulduğu tespit edilmiştir.
Fotoğraf 19, raspa sonucunda taş sövelerin alınarak doldurulduğu tespit edilmiştir.

8-Harim cephelerinde zemin kot pencere etraflarının tuğla ile doldurulduğu, taş sövelerin alındığı tespit edilmiştir. Bu izler ile 1939 onarım öncesindeki eski fotoğraf belgeleri örtüşmektedir. Eski belgelerde de taş söve görülmektedir. Restorasyon bu veriler ışığında gerçekleştirilmiştir.

Encümen arşivinden alınan 1939 yılı onarım öncesine ait belge-2 de taş söveler görülmektedir.
Encümen arşivinden alınan 1939 yılı onarım öncesine ait belge-2 de taş söveler görülmektedir.

 

Restorasyon sırasında açığa çıkarılan gül pencere (fotoğraf 20)
Restorasyon sırasında açığa çıkarılan gül pencere (fotoğraf 20)

Belge 2 de mihrap nişi üzerindeki gül pencerede
görülmektedir. Restorasyon sırasında 1939 onarımında kapatılan pencere açığa
çıkarılmış ve özgününe uygun olarak onarılmıştır.

Beyoğlu Hüseyin Ağa Cami Restorasyon projesi ve uygulaması bilimsel çalışmalar sonucunda yapılmıştır. Restorasyon projesi öncesi koruma ilkelerine uygun olarak yapının özgün durumunun tespit çalışmaları, sanat tarihi, mimarlık tarihi araştırmaları yapılmış, tüm arşivler taranmıştır. Bu araştırmalar sonucunda yapının 3 dönemi tespit edilmiştir. En ayrıntılı veriler 2. Dönem (19.yüzyıl) ve 3. Dönemi olan 1939 ve sonrasına aittir.

Venedik Tüzüğünün 9. Maddesinde belirtildiği gibi restorasyon varsayımlara, farazilere dayandırılamaz. Bu nedenle yapının 16. Yüzyıl dönemine ait bir veri,bilgi ve belge olmadığından yapının bu dönemine göre restorasyonun yapılması bilimsel değildir. Yapının 1939 senesinde yapılan onarımlarındaki değişiklikler, eklentiler ise özgün malzeme ve mimari karakteri ile uyuşmadığından korunmamış, araştırma sürecinde tespit edilen eski görsel belgeler ve eski haritalardaki veriler ışığında yapı restorasyonu 19. Yüzyıl 2. Dönem restitüsyonuna uygun yapılmıştır. Proje aşamasında elde edilen veriler ile raspa sonucunda yapıdaki izlerinde örtüşmesi yapılan restorasyonun doğruluğunu uygulama sırasında bir kez daha göstermiştir.

Venedik Tüzüğünde sonradan yapılan eklentilerin nitelikli olması durumunda korunması madde 12 de yazmaktadır. Bu çerçevede mevcut kalem işleri itinalı olarak raspa yapılmış, en erken dönemin 1939 yılı olduğu tespit edilmiştir. Bu veriler ışığında yeni kalem işi programı hazırlanmış ve ilgili koruma kurulunca onaylanmıştır. Kalem işlerinde mevcut hat yazısı estenpajları alınmış ve aynısı tekrar yapılmıştır. Cami de bulunan hat yazısı 1957 yılına aittir ancak hattın güzel olması korunması gerekliliğini getirdiği için korunmuştur. Aynı şekilde üst kotta yer alan çini panolarda korunmuştur. Yapı zemin kotundaki çiniler ise Kütahya çinisi olup yapı mimarisi ile uyumsuzdu. Geç dönem eklentisi olan çini panolar, restorasyon sırasındaki çimento sıva raspası yapımı sırasında dolguları yapılarak üzeri sıvanan iç pencere etraflarındaki taş sövelerin de yapılması ile  düzen olarak  cami ile bütünlük oluşturmamaktadır. Bu veriler ışığında çiniler kaldırılmıştır.

Uygulama sırasında kullanılan tüm malzemeler özgün malzeme özelliklerine uygun olarak 1. Sınıf kalite ile yapılmış; tüm çalışmalar, imalatlar ve uygulamalar Vakıflar İstanbul 1.Bölge Müdürlüğü kontrollüğü, Bilimsel Kurulun kontrollüğü ve Koruma Kurulunun Onayladığı proje doğrultusunda yapılmış olup doğru veriler ışığında yapılan restorasyon ile caminin gelecek kuşaklara doğru bir restorasyon ile aktarılması sağlanmıştır.